Oerlikon, Sürdürülebilir Üretim için Gerekli Dijital Çözümlerini ITMA’da Sunacak
Oerlikon Group bu yılki ITMA Fuarı’nda; tekstil değer zincirinde döngüsel bir ekonomi yaratmak, enerji verimli teknolojiler sağlamak, sürdürülebilir bir üretimi desteklemek için geliştirdiği dijital çözümlerini sergileyecek.
Oerlikon ayrıca fuarda; yeni malzemeleri işlemek ve tüm ürünlerin izlenebilirliği, kullanılan hammaddelerin geri dönüşümü gibi tüm tekstil endüstrisinin başa çıkması gereken güncel zorluklara odaklanacak.
Ziyaretçilerini, salon 1, B211’deki standında uzmanlarıyla görüşmeye davet eden Oerlikon Group, 500 m²’den fazla bir alanda günümüzün ve geleceğin acil sorularına ilk cevapları verecek, ilham verici deneyim merkezinde teknoloji çözümlerini yenilikçi bir şekilde sunacak.
Polimer İşleme Çözümleri Bölümü CEO’su ve Oerlikon Group’un Sürdürülebilirlikten Sorumlu Başkanı Georg Stausberg: “Oerlikon olarak dünyadaki neredeyse tüm yapay elyaf iplikhanelerine kaynak tasarrufu sağlayan yenilikçi teknolojilerimizle katkıda bulunuyoruz. Gelecek için vaadimiz; sıfır atık üretim yaklaşımını genişletmeye devam etmek ve böylece müşterilerimizin ve kendimizin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmaya özen göstermek.” ifadelerini kullandı.
Tekstil sektörü, suni elyafların geri dönüşümüne yönelik yenilikçi teknolojilerle adından söz ettiriyor. Ancak, sürdürülebilir bir tekstil dünyasına sahip olabilmemiz için önümüzde hala uzun bir yol var. Avrupa Çevre Ajansı’na göre, tekstil tüketimi halihazırda Avrupa Birliği’nde (AB) olumsuz çevresel ve iklim değişikliği etkilerinin dördüncü en büyük kaynağı.
Yıllık giyim eşyası ve ayakkabı tüketimi, 2030 yılına kadar %63 oranında artacak
Bunun en önemli nedenlerinden biri tekstil sektöründeki durmak bilmeyen büyüme: Ellen MacArthur Vakfı, 2000-2015 yılları arasında küresel tekstil üretiminin neredeyse iki katına çıktığını belirtiyor. Avrupa Çevre Ajansı, yıllık giyim eşyası ve ayakkabı tüketiminin 2030 yılına kadar %63 oranında artarak 62 milyon tondan 102 milyon tona çıkmasının beklendiğini de ekliyor.
Bu pazar gelişimini göz önünde bulunduran Oerlikon, Worn Again Technologies’e yoğun bir şekilde dâhil oldu. İngiliz ortaklığı, polyester ve polikoton karışımlarından oluşan ömrünü tamamlamış tekstil ürünlerinin ve PET plastiklerin döngüsel hammaddelere ve elyaflara (polyester ve selüloz) dönüştürülebildiği solvent bazlı bir geri dönüşüm teknolojisine odaklanıyor.
Stausberg: “Bunun için İsviçre’de yılda 1.000 ton tekstil ürününün geri dönüştürülmesine yönelik büyük bir demonstrasyon sistemi oluşturuluyor. ‘Worn Again Technologies gibi teknolojik yenilikçileri destekliyoruz çünkü çözümlerinin son derece umut verici olduğuna inanıyoruz ve değer zincirindeki bireysel üreticiler arasında iş birliğini teşvik ediyorlar. Geri dönüşüm ancak tüm oyuncular döngüsel bir sistem içinde iş birliği yaptığında işe yarıyor.” ifadelerini kullandı.
“2030 yılına kadar tüm lokasyonlarımızda CO2 nötrlüğüne ulaşmayı taahhüt ediyoruz”
Stausberg: “Kendi operasyonlarımıza ve uygulamalarımıza yüksek yenilik standartları uygulamamız şaşırtıcı değil. Oerlikon birkaç yıldır mümkün olan en geniş ölçüde şirket genelinde uygulamayı amaçladığımız pilot girişimler oluşturuyor. Örneğin, bu taahhüdü yerine getirmek için planımızı sağlayan Lihtenştayn’daki tesisimizde yaptığımız gibi, 2030 yılına kadar tüm lokasyonlarımızda CO2 nötrlüğüne ulaşmayı taahhüt ediyoruz. Hedeflerimiz arasında elektrik enerjimizin %100’ünü yenilenebilir kaynaklardan elde etmek ve ‘İnsanlara Sıfır Zarar’ standardına ulaşmak da yer alıyor.” dedi.
Düzenleyici girişimlere ek olarak lineer tekstil endüstrisinin başlangıcını ve sonunu birbirine bağlamak ve döngüyü kapatmak için teknik yenilik gerekli. Buradaki belirleyici döngüsel teknolojilerden biri elyaftan elyafa geri dönüşüm. Sadece birkaç yıl önce bu süreç, dünya çapında kullanılmış giysilerin yaklaşık %1’ini yeni giysiler için elyafa dönüştürmek için kullanılıyordu. McKinsey pazar araştırmacıları, teknik geri dönüşüm potansiyelinin tamamının kullanılması ve daha fazla tekstil ürününün toplanması halinde 2030 yılına kadar %18 ila 26’sının geri dönüştürülebileceğinden bahsediyor. Bunun için manuel süreçlerin otomatikleştirilmesi, giysi atıklarının niteliksel olarak ayrıştırılması, düğme ve fermuarların çıkarılması ve elyaf bileşimlerinin net bir şekilde tanımlanması ve tüm bunların daha az maliyetli olması gerekecek.
Karışım lifleri ayırmak da hala bir engel teşkil ediyor. Son olarak geri dönüştürülmüş malzemelerin eğirme işlemine uygun olması, kullanılabilir bir iplik kalitesi sağlaması ve daha fazla işlenebilmesi, yani boyanabilmesi gerekiyor. Bu zorluklara rağmen bazı süreçler henüz ticari kullanıma hazır olmasa da ufukta umut verici çözümler sağlayacak.
Oerlikon Barmag, rPET için müşterilerin yılda milyon ton CO2 tasarrufu yapmasını sağlayan teknolojik çözümler sunuyor. 2022 yılında Oerlikon Barmag, özellikle Çin ve Asya’daki müşteriler için şişe pullarının ve film atıklarının aglomere edilebildiği ekstrüde edilebildiği homojenize edilebildiği ve polimer eriyiği veya cibs üretmek için eritilebildiği bir homojenizatör geri dönüşüm hattını tanıttı. Geri dönüştürülmüş şişelerin veya film atıklarının polimer kalitesinin, farklı ekstrüzyon veya enjeksiyon kalıplama işlemlerinin gereksinimlerine göre hassas bir şekilde ayarlanmasını sağlıyor.
Oerliko’nun yenilikçi PET geri dönüşüm hattı: VacuFil sistemi
Oerlikon’un bir başka rPET çözümü de Oerlikon Barmag ortak girişimi olan BB Engineering’in VacuFil sistemi. VacuFil, sürekli olarak olağanüstü rPET eriyik kalitesi için hassas büyük ölçekli filtreleme ve hedeflenen iç viskozite (IV) düzenlemesini birleştiren benzersiz ve yenilikçi bir PET geri dönüşüm hattı. 2022 yılında BB Engineering, VacuFil sisteminin patentli bir temel bileşeni olan Visco+ filtreyi, vakum yardımıyla hassas IV ayarı ve saf eriyik sağlayan ayrı ve kolayca entegre edilebilen bir yükseltme bileşeni olarak piyasaya sürdü.
EvoSteam prosesi, polyester kesik elyaf üretimini daha sürdürülebilir kılacak
Tekstil elyaflarına büyük bir talep var: yıllık yaklaşık %3’lük nüfus artışı, hızlı moda ve diğer birçok faktör bu talebin artmasına neden oluyor. Uluslararası araştırmalara göre polyesterden üretilen kesikli elyaflara yönelik küresel talep, 2025 yılında 20 milyon tona ulaşacak. Bu da 2013 yılında kaydedilen üretim hacminden yaklaşık %33 daha fazla bir oran. Gözle görülür iklim değişikliği ve bunun insanlar ile ekonomi üzerindeki etkisi göz önüne alındığında kaynak ve çevre dostu üretim yöntemleri gelecek için kesinlikle çok önem arz ediyor. Yüksek üretim maliyetleri şu anda elyaf üreticilerinin marjlarını tüketiyor. Burada özellikle artan enerji ve polimer fiyatları dikkat çekici ancak su da günümüzde önemli bir kaynak. Oerlikon Neumag, bu yıl Milano’da düzenlenen ITMA Fuarı’nda, birçok proses uzmanı tarafından gelecekte daha sürdürülebilir kesikli elyaf üretimini mümkün kılacak bir unsur olarak görülen yeni EvoSteam prosesini ilgili ticari ziyaretçilere tanıtacak.
Sürdürülebilir ve uyumlu tekstil stratejisi ile AB, küresel döngüsel ekonomi için de öncü olmayı planlıyor. 2030 yılına kadar AB içinde pazarlanan tekstil ürünlerinin daha dayanıklı ve geri dönüştürülebilir olması, ağırlıklı olarak geri dönüştürülmüş elyaf içermesi, tehlikeli madde içermemesi ve sosyal haklara uygun ve çevreyi koruyacak şekilde üretilmesi gerekiyor. Bu aynı zamanda dijital ürün pasaportunun uygulamaya konmasını ve Avrupa Tekstil Etiketleme Yasasının değiştirilmesini de içeriyor: Kapalı döngü ilkesini ve diğer önemli çevresel gereklilikleri uygulamak için değer zincirindeki oyuncular tekstil ürünlerinin bileşimi hakkında yeni bilgi yükümlülüklerini de yerine getirmesi gerekiyor. Fuarda Oerlikon, kendi dijital teknoloji çözümlerini ve Oerlikon teknolojilerinde kullanılmak üzere çeşitli ortaklarla iş birliği içinde test edilmiş olanları sunacak.
Oerlikon Barmag, dijital ikiz ve kinematik bir model olarak WINGS POY sarım kafası sunacak
‘Dijital ikiz’ terimi 2014 yılında Michael Grieves ve John Vickers (NASA) tarafından ortaya atıldı ve farklı senaryolar için kullanılarak yorumlanıyor. Oerlikon Barmag ITMA’da, dijital ikiz ve kinematik bir model olarak eksiksiz bir WINGS POY sarım kafası sunacak. Bu amaçla tüm temel makine bileşenleri, rijit gövdeler olarak modellendi ve birbirlerine mafsallar ile temas gövdeleri aracılığıyla bağlandı.
Gerçek dünyada bulunan aktüatörler, kuvvetler ve momentler ile aynı şekilde sensörler de temas organları ve ilgili çalışma organları ile simüle edildi. Bu kinematik modelle, bir sarım kafasının çalışması sırasında meydana gelen tüm süreçleri sanal uzayda haritalamak artık mümkün olacak. Böylece müşterilere daha hızlı ve daha uygun maliyetli üretim çözümleri sunulabilecek.
İnteraktif ve özelleştirilmiş, modüler ve zaman açısından esnek, modern bir eğitim konseptinin tüm özellikleri: ilgili öğrencinin ihtiyaçlarına ve genel koşullarına göre uyarlanan eğitim oturumları, zaman ve mekândan bağımsız olmalı ve içerikler kişiye özel olmalı. Bu konsept Oerlikon’daki Dijital Akademi bünyesinde uygulanıyor. ‘myOerlikon.com’ e-ticaret platformu üzerinden erişilebilen dijital çevrimiçi eğitim merkezi, Oerlikon Neumag BCF S+ ve S8 makineleri için işletme, bakım ve onarım gibi konularda rol tabanlı e-öğrenme modülleri koleksiyonundan oluşuyor. Eğitim; işletme personeli, proses mühendisleri ve teknisyenleri ile kalite güvence görevlilerine yönelik. Dijital Akademi eğitim içerikleri ITMA’dan itibaren Oerlikon Neumag BCF S+ ve BCF S8 sistemleri için kullanılabilir olacak. Diğer içerikler sürekli olarak genişletilecek ve tüm müşterilerin kullanımına sunulacak.
Sanal ACW Sarıcı ile bir WINGS germe-çekme ünitesi ilk kez bir fuarda hibrit şekilde gösterilecek
ITMA’da Oerlikon uzun zamandır beklenen güncellemesi: ACW WINGS çekme alanlarını gösterecek. Yerleşik teknolojiler her zaman daha iyi hale getirilebiliyor. Advanced Craft Winder (ACW) 1998 yılında piyasaya sürüldüğünde, germe-çekme ve iplik transferi için sofistike modifikasyonlarıyla ikna ediciydi. WINGS 2007 yılında yeni referans noktası olarak yerini aldı. Bununla birlikte Oerlikon Barmag teknolojisi, onlarca yıl dayandığı için birçok ACW ve WINGS sarım makinesi bazı yerlerde neredeyse yan yana çalıştırıldı. Ayrıca sanal ACW Sarıcı ile birlikte bir WINGS germe-çekme ünitesi ilk kez bir fuarda hibrit şekilde gösterilecek.
Eğirme bobinlerinin düzenli olarak temizlenmesi, proses stabilitesi ve iplik kalitesi için önemli. Oerlikon Barmag’ın çok sayıda iplik tesisine uyarlanabilen temizleme robotlarıyla prosesin otomatikleştirilmesi, iplik kopuş oranını %30’a kadar azalttığı, proses stabilitesini iyileştirdiği ve duruş süresini azalttığı için önemli faydalar sağlıyor. Ayrıca temizleme robotları, silikon yağı sprey kutularının kullanımında %90’lık bir azalma ve toplam silikon yağı tüketiminde %15 ila %20’lik bir düşüşün bir sonucu olarak dolaylı olarak atıkların azaltılmasına yardımcı oluyor.
POY ve FDY için yeni hava tekstüre hattı
BB Engineering tarafından üretilen yeni JeTex, yüksek kaliteli hava tekstüre iplik (ATY) için bir üretim hattı. Ana bileşen olarak BB Engineering tarafından geliştirilen yenilikçi bir tekstüre sistemini Oerlikon Barmag’ın son teknoloji bileşenleriyle birleştirerek hızlı üretim hızı, istenen efektler ve ürün kalitesi sağlıyor.
Spandeks ve aramid için iki büyük 3D model de sergilenecek
Tekstil üretiminde dişli dozaj pompaları son derece popüler. Bu, her şeyden önce çok sayıda sistemin verimlilik ve uzmanlık açısından modernize edilmesinden kaynaklanıyor. Bu noktada Oerlikon Barmag pompaları devreye giriyor çünkü bunlar neredeyse her uygulama için ideal bir çözüm sunuyor. Olası uygulamaları; düşük ağırlık ve yüksek esnekliğe sahip güçlendirilmiş kompozit malzemeler için karbon elyafların prestaj üretimi veya aramid elyafların üretimi. Farklı elyaflar; havacılık, spor ekipmanları veya güvenlik ürünleri gibi oldukça farklı alanlarda kullanılıyor. Spandeks ve aramid için iki büyük 3D model ITMA’da sergilenecek.
Endüstriyel olarak üretilen ilk hidro-şarj: HycuTEC inline şarj teknolojisi
Oerlikon Nonwoven’ın HycuTEC inline şarj teknolojisi, yüksek kaliteli şarjlı meltblown filtrasyon katmanı oluşturmak için kullanılıyor. Mart ayında tanıtılan bu teknoloji, 2022 FILTREX™ İnovasyon Ödülünü kazandı. HycuTEC’in ödülü kazanmasının nedenleri arasında bu teknoloji ile işlenmiş meltblown katmanın, ham nonwoven malzemeye göre aynı filtre verimliliğini elde etmek için %40 daha az polimer (kumaş ağırlığı) gerektiriyor olması bulunuyor. Başka bir deyişle, üretimdeki israfı azaltırken filtre özelliklerine ulaşmak daha kolay oluyor. Diğer hidro-şarj konseptleriyle karşılaştırıldığında ünite, ek bir kurutma işleminin ortadan kaldırılması ve filtre malzemesindeki daha düşük basınç düşüşü nedeniyle su ve enerji tüketimini önemli ölçüde azaltıyor. HycuTEC, tak ve üret bileşeni olarak mevcut sistemlere kolayca uyarlanabilen, endüstriyel olarak üretilmiş ilk hidro-şarj çözümü sunuyor.