Türkiye Tekstil Sektörü, 2025’e Dengeli ve Temkinli Bir Büyüme Grafiğiyle Devam Ediyor
Türkiye tekstil ve hammaddeleri sektörü, 2025 yılının Ocak–Ekim dönemini hem küresel ekonomik dalgalanmaların hem de iç pazardaki maliyet baskılarının belirlediği karmaşık bir tabloyla geride bıraktı. İhracatta bazı ürün grupları ve pazarlar güçlü performans gösterirken, üretim ve kapasite kullanımındaki gerileme sektörde temkinli bir görünümü beraberinde getirdi.
İhracatta Yatay Seyir, Ürün Gruplarında Farklılaşan Performans
Tekstil sektörünün aylık ihracat grafiği yıl boyunca dalgalı bir seyir izledi. Bazı aylarda çift haneli artışlar görülürken takip eden aylarda düşüşler yaşandı. Ocak–Ekim 2025 döneminde; teknik tekstil ihracatı %4,5 artarak büyümesini sürdürdü. Dokuma kumaş ihracatında %0,02 ve iplik ihracatında %1,6’lık artış kaydedildi. Ev tekstili ihracatı %2,7 gerilerken, örme kumaş ihracatı %9,1 düşüş gösterdi. Elyaf ihracatında %6,5’lik artış sektöre olumlu katkı yaptı. Konfeksiyon yan sanayi ise %1,1 gerileyerek zayıf bir performans sergiledi.
Bu tablo, özellikle teknik tekstil ve elyaf gibi katma değerli alanlarda ihracatın güçlenmeye devam ettiğini, ancak ev tekstili ve örme kumaş gibi geleneksel kalemlerde talep sıkışıklığının sürdüğünü gösteriyor.
İtalya ve ABD İlk Sırada: Ülke Bazlı İhracatta Kademeli Artış
Ocak–Ekim döneminde Türkiye’nin en büyük tekstil pazarları yine İtalya, ABD, Mısır, Almanya ve İspanya oldu. İtalya’ya bin ton bazında ihracat %0,5 arttı. ABD, %7,9 artışla güçlü bir talep gösterdi. Mısır %26,8’lik yükselişle dikkat çeken bir pazar oldu. Pakistan pazarında %26,2 ve Fas pazarında %18,5’lik çift haneli artışlar yaşandı. Bu performans, Türkiye’nin özellikle yakın coğrafyada ve ABD pazarında rekabet gücünü koruduğunu ortaya koyuyor.
Ekim ayı özelinde ise bazı ülkelerde sert düşüşler ve artışlar görüldü. İran pazarına ihracat %53,6 arttı. Belarus, Pakistan ve Çin gibi pazarlarda çift haneli düşüşler yaşandı.
Teknik Tekstil ve Elyaf Öne Çıktı
2025 yılı Ocak–Ekim döneminde ürün grupları incelendiğinde teknik tekstil ihracatı 1,963 milyar dolar ile sektörün en güçlü segmenti oldu. Katma değerli teknik ürünlerdeki büyüme, sektörün dönüşüm stratejisinin de doğru ilerlediğini gösteriyor.
Elyaf ihracatındaki %6,5’lik artış ise hammadde bazlı ürünlerde rekabet gücünün sürdüğüne işaret ediyor.
Kapasite Kullanımı Geriledi, Üretimde Daralma Belirgin
İhracatın genel olarak yatay seyretmesine karşın, üretim endeksi ve kapasite kullanım oranı sektördeki asıl baskıyı yansıtan kalemler oldu. Son 12 ayda tekstil sanayi üretiminde %4 düşüş, imalat sanayinde %1,5 düşüş yaşandı. Tekstil sanayisinin kapasite kullanım oranı yıl genelinde %69–72 bandına sıkışarak önceki yılın altında kaldı. Bu veriler, sektörün ihracat talebini korusa da üretimde normalleşmenin henüz sağlanamadığını gösteriyor.
İstihdamda Yatay Seyir
Tekstil ve hazır giyim sektörlerinde istihdam yılı genel olarak yatay bir çizgide tamamladı. Tekstil sektörü istihdamı 380–400 bin bandında, Konfeksiyon istihdamı ise 550–700 bin seviyelerinde gerçekleşti. İstihdam verileri, sektörde ciddi bir kayıp yaşanmadığını ancak büyüme işaretlerinin de sınırlı kaldığını ortaya koyuyor.
Sonuç olarak; Ocak–Ekim 2025 döneminde Türk tekstil sektörü katma değerli ürünlerde büyümeyi sürdürdü, bazı pazarlarda güçlü artışlar yakaladı, ancak üretim ve kapasite kullanımında geri çekilme yaşadı.
Teknik tekstil ve elyaf kalemlerindeki artış, sektörün dönüşüm hedefleri açısından umut verirken; üretimdeki daralma ve bazı ürün gruplarındaki düşüşler 2026 için temkinli bir perspektifi beraberinde getiriyor.





