Bossa, ‘Çevresel Sürdürülebilirlik’ Odaklı
Bossa, denim sektöründe global ölçekte modaya yön veren markalarla işbirliği yaparak, trend belirleyici rol üstleniyor. Geniş ürün gamı, yüksek üretim kapasitesiyle pazara kaliteli ürün sunduklarını belirten Onur Duru, 68 yıldır farklılık yaratan inovatif ürünlerle öne çıktıklarını söyledi.
Adana’daki üretim tesisi ile Türkiye’nin en büyük entegre denim ve spor giyim tekstil kuruluşlarından birisi olan Bossa’nın, yaklaşık bin 400 kişiye istihdam sağladığını ifade eden Bossa Genel Müdürü Onur Duru, üretim yaptıkları alanlarda modaya yön veren global markalar ile iş birlikleri gerçekleştirdiklerini bildirdi. Duru, Ür-Ge ve Ar-Ge çalışmalarıyla yenilikçi ve öncü denim kumaşlar ürettiklerini aktardı.
“Sürdürülebilirliğe özel önem veriyoruz”
Yurt içinde pazarda söz sahibi olan çok sayıda müşterileri bulunduğunu dile getiren Onur Duru, yurt dışında ise Avrupa ağırlıklı çalıştıklarını, Amerika, Uzakdoğu ve Kuzey Afrika pazarlarında da büyüme yönünde adımlar attıklarını kaydetti.
Kapasite artışına giderek, AB ülkelerine yönelik ihracatı artmayı hedeflediklerini anlatan Duru, “Pazara yönelik geliştirilen kumaşlar, müşteri ziyaretleri, fuar katılımları ve pazarlama stratejilerimiz ile bu hedefimize yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Orta vadede yaptığımız ve yapacağımız yatırımlar ile yüzde 25 büyümeyi planlıyoruz” diye konuştu.
Çevresel sürdürülebilirliğe özel önem verdiklerini ifade eden Onur Duru, “Şirketimiz, 2006’da başlattığı tamamen ekolojik Re-Set koleksiyonu ile hem Türkiye’de hem de dünyada tekstil alanında bu yöndeki çalışmalara öncülük eden kuruluşlar arasında yer alıyor” dedi.
Duru, şu açıklamayı yaptı: “Kağıt, plastik ve demir-çelik sektörlerinde olduğu gibi tekstil sektöründe de geri dönüşüm yapılıyor. Biz Bossa olarak, işletmede atıl durumda olan iplik ve elyafları yeniden hammadde olarak değerlendiriyoruz. Ayrıca r-PET projesi ile pet şişe atıklarından elde ettiğimiz lifleri tekstil hammaddesi olarak kullanıyoruz. Re-Set koleksiyonuyla da dünyada yüzde 100 geri dönüşümlü kumaş üretmeyi başaran ilk tekstil şirketi olmayı başardık. Re-Set koleksiyonundaki ürünler için ayrıca yaşam döngüsü değerlendirmesi, LCA (Life Cycle Assessment) projesi ile tüm çevresel etkileri hesaplıyor ve belgelendiriyoruz.”
“Yüzde yüzde 87 su tasarrufu sağlıyoruz”
Su tasarrufu konusunda çalışmalar yapan Bossa’nın ‘Saveblue’ konseptini geliştirdiğini belirten Onur Duru, ürünlerin boyanmasında yüzde 87 oranında su tasarrufu sağladıklarını söyledi. Su konusunda bir projelerinin daha bulunduğunu aktaran Duru, “Bu proje ile bazik olan atık suyumuzu nötrlemede sülfürik asit yerine karbondioksit kullanarak, çevresel açıdan önemli bir adım daha attık. Projenin ilk aşamasında, atık sularımızı nötrleme işleminde kullanılan karbondioksidi sıvı halde satın alıyoruz. Şu an bu projenin ikinci aşaması üzerinde çalışıyoruz. Hedefimiz yine kendi atığımız olan, bacalarımızdan çıkan karbondioksidi kullanmak” ifadelerini kaydetti.
Bir başka projelerinin ise enerji konusunda olduğunu anlatan Onur Duru, şunları kaydetti: “İşletmemizde kojenerasyon tesisi kurduk. Böylece kendi enerjimizi üretmeye başladık ve yüzde 20 oranında enerji tasarrufu sağlıyoruz. Kojenerasyon tesisi, enerji maliyetlerimizi düşürmek ile birlikte çevre kirliliğinin azaltılması yönünde de önemli katkılar sunuyor. Ayrıca çevreci yeni boyama prosesi geliştirerek, renkli denim kumaş üretimine yeni bir anlayış kazandırdık. ‘Dyeart’ ismini verdiğimiz konseptimizde, renkli ve çevresel açıdan kazanımları yüksek denim kumaşlar üretiyoruz. Öte yandan yeni geri dönüşüm projemizin de ilk adımlarını attık ve kullanılmış pantolonları toplayarak, tekrar kumaş haline getirme konusunda çalışmalarımız devam ediyor.”
“Haksız rekabete karşı koruma gerekli”
Sektörün sorunlarına da değinen Onur Duru, başlıca gündemin Pakistan, Çin, Mısır ve Hindistan gibi ülkelerden gelen düşük fiyatlı kumaşlar olduğuna dikkat çekti. Üreticilerin ve sektörün haksız rekabete karşı korunması gerektiğini dile getiren Duru, tekstilin en önemli hammaddesinin pamuk olduğunu hatırlatarak, “Türkiye’de devletin verdiği destekle pamuğun üretimi arttı. Bu büyüme yılda 1 milyon tona ulaşırsa, Türk tekstil sektörünün hammadde sıkıntısı kalmamakla birlikte kaliteli ve düşük fiyatlı hammaddeye kolay erişim sağlanmış olacak” görüşünü kaydetti.
Kaynak: Dünya Gazetesi