Epson Teknolojisi, Dijital Baskıda Devrimin Öncüsü Olmak İstiyor

DTF Satış ve Pazarlama Direktörü Paolo Crespi
Dijital baskı teknolojileri geliştiricisi ve pazarın öncü firmalarında Epson, yeni çözümler geliştirmeye devam ediyor. Epson makineleri Türkiye’de özellikle İstanbul, Bursa ve Çorlu’da kuruluyor.
Baskı kafalarından yazıcılara kadar birçok özgün teknolojiye sahip olan Epson, Türkiye pazarında hem endüstriyel ve grafik hem de tekstil baskı alanında önemli pazar rakamları elde ediyor. Tekstil Teknoloji dergisine özel bir röportaj veren Epson Avrupa, Ortadoğu, Afrika, Rusya ve Amerika DTF Satış ve Pazarlama Direktörü Paolo Crespi hem pazarı değerlendirdi hem de yeni çzöümleri hakkında bilgi verdi.
Geçtiğimiz yıl tekstildeki kilit faaliyetleriniz nelerdi?
Geçtiğimiz yaz Barselona’da ITMA fuarında, sürekli gelişen dijital tekstil pazarına yönelik en yeni Epson inovasyonlarını temsil eden yeni Monna Lisa Evo Tre serimizi ve yeni Genesta pigment mürekkeplerini tanıttık.
Yeni Monna Lisa Evo Tre serisi, Epson PrecisionCore Teknolojisine sahip olup büyük ölçekte yüksek hızlı üretimden, küçük baskılar ve talep üzerine yapılan numune baskılara kadar tekstil pazarındaki tüm ihtiyaçları eksiksiz karşılayacak bir çözüm sunuyor. Monna Lisa Evo Tre serisinde, yeni Monna Lisa Evo Tre 64 ve Monna Lisa Evo Tre 8’in yanı sıra 16 kanallı konfigürasyonla görüntülenen Monna Lisa Evo Tre 32 ve Monna Lisa Evo Tre 16 yer alıyor.
Bu yeni modeller müşterilerimize sürekli yeni talepler sunan tekstil pazarındaki gereksinimleri karşılama fırsatı veriyor. Bu pazarda giderek daha rekabetçi olan ve Epson’un sunduğu özel yüksek kalite, verimlilik ve renk haslığı özellikleri, müşterilerimizi rakiplerinden ayırıyor.
Son zamanlarda Avrupa ve Türkiye pazarlarında ne gibi yeniliklere imza attınız?
Hem Avrupa hem de Türkiye pazarlarında tek bir amaç doığrultusunda çalışıyoruz: Hedefimiz, birim sayısı bakımından daha fazla varlık göstermek. Ayrıca, müşterilerimizin kendi pazar segmentlerindeki rekabet güçlerini ve uyguladıkları tüm stratejileri artırmalarına yardımcı olmak istiyoruz. Bu hedefimize ulaşmak için de faaliyet gösterdiğimiz tüm ülkelerde bu uygulamayı sürdüreceğiz.
Dijital baskı makineleri pazarında şu anda hangi teknolojik trendleri gözlemliyorsunuz?
Djital baskı pazarı günümüzde dünya genelindeki toplam tekstil baskı pazarının yaklaşık %5-7’sini temsil ediyor. Eğer bu doğruysa, kalan %93-95’i büyümek için büyük bir fırsat ve aşılması gereken bir görev olarak gördüğümüzü söyleyebilirim. Gerçek bundan biraz farklı ve karmaşık olabilir, çünkü çeşitli faktörler var ve bunun geleneksel baskıya karşı dijital baskıyı üzerindeki etkisini kontrol etmemiz mümkün değil.
Buna rağmen, Como bölgesinde çok güzel bir tecrübe edindik. Dijital baskı makineleri tanıtıldığı 2000 yılından bu yana, dijital baskı, burada yapılan toplam baskı hacmin neredeyse %70’inin yerini aldı. Dünyanın geri kalanının da er ya da geç Como örneğini takip ederek aynı şeyi yapacağına kesinlikle inanıyorum. Epson teknolojisi de bu devrimin öncüsü olmak istiyor.
Djital baskı makineleri konusunda müşterilerinizin giderek artan talepleri nelerdir?
Hepimizin bildiği gibi, dijital baskı pazarı gittikçe daha fazla taleple karşımıza çıkıyor, bu nedenle felsefemiz kaliteden ödün vermeden iyileştirmeler yaparak performansı geliştirmeye devam etmek. Monna Lisa projesinde baskı kalitesini daima hızdan bile önemli zorunlu bir önlem gördük. Üstelik, çalışmalarımızı daima güvenilirlik ve esneklik şeklinde iki temel sütun üzerinde yürütüyoruz. Farklı pazar segmentlerine ancak bu şekilde hitap edebiliriz.
Avrupa ve Türkiye pazarları şirketiniz için nasıl bir öneme sahip? Bu bölgedeki iş hacminiz nedir?
İtalya, neredeyse %70 ile en önemli kurulum sayısına sahip olduğumuz ülke. Fakat dünyanın dört bir yanındaki ofisler ve şirketler sayesinde, Türkiye ve Latin Amerika, Asya, Tayland, Kore gibi birçok Avrupa dışı pazarda da büyüme kaydetmeyi umuyoruz.
Özellikle, Türkiye bölgesi Monna Lisa projesi için çok önemli bir pazar. Epson makineleri ağırlıklı olarak İstanbul, Bursa ve Çorlu’da kuruluyor. Türk insanıyla iş yapma deneyimi ise gerçekten harika. Önemli Türk tekstil ve moda markalarının yer aldığı müşteri portföyümüzü sürekli genişlettik. 2003 yılında çalışmaya başladığımızdan bu yana, Türkiye en çok ağırlık verdiğimiz ikinci pazar oldu. Maalesef, Ağustos 2018’de Türk Lirası’nda yaşanan değer kaybı nedeniyle işler yavaşladı. Bugün, daha önce yaşadığımız verimli döneme yavaşça geri dönüyoruz. Piyasayı hareketlendirmede kredi, çözülmesi gereken önemli sorunlardan biri.
Şirketiniz Endüstri 4.0 çözümleri taleplerine nasıl yaklaşıyor?
Herkesin bildiği gibi, Endüstri 4.0, çalışma koşullarını iyileştirmeyi, verimlilik ve üretim kalitesini artırmayı amaçlayan bir endüstriyel otomasyon trendi. Bu anlamda Epson, F.lli Robustelli ve For.tex işbirliğiyle 2015 yılından bu yana 4.0 printer’lar kullanıyor. Monna Lisa projesi, verim artışından internet bağlantısına ve bu sayede uzaktan izlemeye kadar farklı avantajlar sunuyor. Kullanıcı makine kesintisi, makine çalışma saatleri, saatlik ya da günlük üretim miktarı gibi tüm bilgileri her yerde ve her zaman elinin altında bulabiliyor. Son ama bir o kadar önemli olarak, 4.0 baskılarda uzaktan izleme önemli oranda zaman tasarrufu da sağlıyor.
Üretimde sürdürülebilir bir yaklaşım benimsemek adına şirketiniz ne gibi önlemler alıyor?
Genesta mürekkeplerimizin tamamı OEKO-TEX®’ten EcoPassport sertifikasına sahip. Her tür kumaşta kaliteli, hassas, renge dayanıklı baskı özelliğne sahip ve yüksek güvenilirliği sayesinde kafa temizleme döngüsü azalıyor ve böylece tüketimi de büyük ölçüde azaltıyor.
Reaktif Genesta mürekkepleri, ekolojik ve sosyal kriterleri içeren ve tüm tekstil tedarik zincirinde bağımsız sertifikalandırma ile desteklenen organik elyaflarda global bir tekstil üretim standardı olan Global Organik Tekstil Standardı (GOTS) sertifikası aldı.
Üstelik, Monna Lisa yazıcılarımızla ilgili olarak, düzenli tekstil baskı işleminin hem arıtmaya gönderilen atık su hacminde hem de ısıtma işlem suyunda enerji tüketiminde azalma anlamına geldiğini söyleyebiliriz. Geleneksel akışla kıyaslandığında genel olarak %27 oranında tasarruf sağlanıyor. Monna Lisa Evo Tre üzerinde sahada bir test yaptık ve sonuçlar geleneksel rotasyonlu sistemde ortaya çıkan 139,56 kg CO2eq karbon ayakizi çıkarken, dijital sistemde bu miktar 85,66 kg CO2eq’ye indi.
Geride bıraktığımız 12 ayda şirketinizin en büyük başarısı ne oldu?
ITMA 2019’da Monna Lisa Evo Tre 64’ü başarıyla tanıttık. Evo Tre 64, müşterilerin daha fazla taleplerinin olduğu tekstil pazarından gelen talepleri karşılamalarını sağlamak amacıyla verimlilik, kalite ve netliği esneklikle birleştiren son derece yüksek kalitede baskı yapabilen en yeni Monna Lisa modelidir. Monna Lisa Evo Tre 64, 64 PrecisionCore baskı kafası sayesinde baskı kalitesinden taviz vermeden, saatte maksimum 779 metrekare (600×600 dpi – 2 geçiş) baskı hızına ulaşıyor.
Monna Lisa Evo Tre 64, hızlı teslimat ve azalan parti miktarı ile çalışılan tekstil pazarında, günlük operasyonlarda basitten karmaşık tasarımlara kadar farklı tipteki kumaşlara küçükten büyüğe siparişler basan baskı şirketleri için en doğru çözümdür. Büyük ve orta ölçekli şirketler artık “hızlı moda” pazarında tipik olan sık ama çeşitliliği yüksek parti siparişlerini yönetebiliyorlar. Monna Lisa Evo Tre 64, yüksek verimlilik ve baskı kalitesiyle tek bir yazıcıyla birden fazla yazıcının yerini alıyor.
Önümüzdeki birkaç yıl için ne gibi planlarınız var?
İki doğrultuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz: müşterilerimizin özel isteklerine göre yazıcının teknik performanslarında sürekli iyileştirmeler yapmak ve Monna Lisa projemizde henüz girmediğimiz (veya kısmen girdiğimiz) pazarlarda sürekli büyüme kaydetmek. Örneğin, Orta ve Uzak Doğu ile Latin Amerika’daki iş hacmimizi artırmak istiyoruz.
Röportaj: Dilek Hayırlı