OV 3.2 ve D4 3.2 Makineleri için Yükseltme Kitimiz Türkiye’de Çok İyi Karşılandı
Röportaj: Dilek Hayırlı
Mayer & Cie. Bölge Satış Müdürü Stefan Bühler; “Çin, Türkiye ve Hindistan uzun zamandır en önemli pazarlarımız arasında yer alıyor. Özbekistan da birkaç yıldır en önemli pazarlarımızdan biri konumunda. Bangladeş’te de büyük bir potansiyel görüyoruz ve 2025’te bu pazarda yeniden yer edinebileceğimizi umuyoruz.” dedi.
Yuvarlak örme makinelerinin lider üreticilerinden Mayer & Cie.’nin Bölge Satış Müdürü Stefan Bühler ve firmanın Türkiye Temsilciliğini üstlenen Mayer Mümessillik’in ikinci kuşak aile üyesi Kerem Öğretmen, Tekstil Teknoloji dergimiz için sorularımızı yanıtladı. Mayer & Cie.’nin 2024 performansını değerlendiren Bühler ve Öğretmen; Türkiye’deki fırsatlar, yenilikçi ürünler ve gelecekteki yatırımları hakkında önemli bilgiler paylaştı. Röportajda ayrıca, dijitalleşme, yapay zekâ ve sürdürülebilirlik gibi sektörün en sıcak konularıyla ilgili Mayer & Cie. firmasının yol haritası konuşuldu.
“48 Taşıyıcı ile Donatılmış İlk MR-11 Örme Makinemizi Gururla Ürettik ve Sevkiyatını Gerçekleştirdik”
Öncelikle 2024 yılı şirketiniz için nasıl geçti? Üretim hacminizi, ihracat rakamlarınızı, istihdam sayılarınızı ve ihracat pazarlarınızı değerlendirebilir misiniz?
Stefan Bühler: Mayer & Cie. geçen yıl tekstil ve diğer sektörlerdeki çoğu şirket gibi pek çok zorlukla karşılaştı. Bu nedenle Mayer & Cie. şirketinin mevcut konumu, rakiplerimizle aşağı yukarı aynı seviyede diyebilirim. Elbette tüm sektör, genel ekonomik durumu iyileştirmek için sürdürülebilir bir toparlanma bekliyor. O zamana kadar yol haritamız; giderek daha hızlı değişen bir dünyaya mümkün olduğunca hızlı uyum sağlamak.
Mevcut duruma rağmen Ar-Ge çalışmalarımızı sürdürdük ve geliştirme projelerimizi seri üretime hazır hale getirdik. Bu, yeni yüksek hızlı interlock makinemiz D4-4.4, optik hata tespit sistemimiz knithawk’ın yanı sıra Control 5.0 ve knitlink için de geçerli. Sonuncu yeniliğimiz ise; yuvarlak örme makineleriyle ilgili tüm bilgi ve hizmetler için kurduğumuz merkezimiz oldu. Örme iş birimimizde, 48 taşıyıcı ile donatılmış ilk MR-11 örme makinemizi gururla ürettik ve sevkiyatını gerçekleştirdik.
İhracat pazarları hakkındaki sorunuza gelince: Çin, Türkiye ve Hindistan uzun zamandır en önemli pazarlarımız arasında yer alıyor. Özbekistan da birkaç yıldır en önemli pazarlarımızdan biri konumunda. Bangladeş’te de büyük bir potansiyel görüyoruz ve 2025’te bu pazarda yeniden yer edinebileceğimizi umuyoruz.
Türkiye tekstil makineleri sektörü için önemli bir pazar. Mayer & Cie. olarak Türkiye’deki faaliyetlerinizde nasıl bir strateji izliyorsunuz? Türkiye’de tekstil sektöründe ne gibi fırsatlar görüyorsunuz?

Kerem Öğretmen
Mayer Mümessillik Satış Uzmanı
Kerem Öğretmen: Türkiye de 2024’te zor bir yıl geçirdi. Enflasyonu dizginleme önlemlerinin meyve verip vermeyeceği ve Türkiye’nin ekonomik kalkınma için güvenilir bir ortam sağlayıp sağlamayacağı henüz belli değil. Bu, uluslararası yatırımcıların ve Türk ekonomisinin güvenini yeniden kazanmak adına gelecekteki kalkınma için çok önemli olacak.
Aralık ayında, temel faiz oranı %47,1’den %44,3’e düşürüldü. Bu, olumlu bir değişimin yakın zamanda gerçekleşeceğine dair umut veriyor.
Bu genel durumun dışında, OV 3.2 ve D4 3.2 makineleri için yükseltme kitimiz Türkiye’de çok iyi karşılandı. Müşteriler yükseltme kitlerimizle yuvarlak örgü makinelerinin güçlü yönlerini daha da geliştirebiliyor ve güvence altına alabiliyor. Bu, nihayetinde bir makinenin sürdürülebilirliğini de sağlıyor.
Gelecekte, knithawk gibi akıllı ve sürdürülebilir çözümlerin Türk müşterilerin taleplerini karşılamasını bekliyoruz.
“Kalite, Gündemimizin En Üstünde Yer Almaya Devam Edecek”
Mayer & Cie., knithawk gibi yenilikçi çözümlerle sektörde kalite kontrolünü dönüştürüyor. Bu teknolojinin dışında, gelecekte pazara hangi yeni ürünleri veya gelişmeleri sunmayı planlıyorsunuz? Özellikle kumaş üretimi ve örme makinelerinde inovasyon stratejiniz nedir?
Stefan Bühler: Gelecekte kalite gündemimizin en üstünde yer almaya devam edecek. Bu, makinelerimizin dayanıklılıkları ve üretim tutarlılıkları ile öne çıkmasını sağlıyor. Artan enerji ve yüksek işçilik maliyetleri; Alman ürünlerini daha pahalı hale getiriyor, bu nedenle kalite ve uygun fiyat arasında bir denge sağlamak için mühendislik ve dijital yeniliklerimize güvenmemiz gerekiyor.
Tekstil makineleri sektörü son yıllarda hızla değişiyor. Mayer & Cie. bu değişimi nasıl değerlendiriyor ve sektördeki gelecekteki trendler hakkında hangi öngörülerde bulunabilirsiniz? Özellikle sürdürülebilirlik ve verimlilik açısından yön nedir?
Stefan Bühler: Elbette, sürdürülebilirlik ve dijitalleşme gündemimizin en başında yer alıyor. Sürdürülebilirlik açısından, Relanit 3.2 HS II’mizi bu konuda daha da geliştirdik. Yeni geliştirilen yaylı platin teknolojisiyle bir araya gelen göreceli teknoloji, enerji tüketimi ve CO2 ayak izinde daha fazla azalma açısından büyük avantajlar sunuyor. Aynısı, bilinen en iyi kumaş kalitesine sahip örme elemanlarının daha uzun hizmet ömrü için de geçerli.
Sürdürülebilirlik, dijitalleşmeyle yakından iç içe geçmiş bir konu, çünkü daha verimli çalışmamızı ve böylece kaynakları korumamızı sağlıyor. Örnek olarak knithawk’ı ele alalım: Optik hata tespiti aracı, bir örme hatası durumunda süprem makinesini birçok metre kumaş örüldükten ve dolayısıyla çok fazla malzeme gereksiz yere işlendikten sonra değil hemen durduruyor.
Sonra Senso Blue RS, Mayer & Cie.’nin makineye entegre yağlama ve iğne yağı geri dönüşüm sistemi var. İğne yağı tüketimini %20’ye kadar azaltıyor. Yüzde 40’a varan geri dönüşüm oranıyla birleştirildiğinde, toplam yağ tüketimi, şu anda mevcut yağlama sistemlerine kıyasla yüzde 50’ye kadar azaltılabiliyor.
Mayer & Cie. olarak örme makineleri ve üretim süreçlerinde dijitalleşme ve yapay zekâ gibi teknolojilerin entegrasyonu konusunda hangi adımları atıyorsunuz? Bu dönüşümün kısa ve uzun vadeli etkileri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Stefan Bühler: Yapay zekâ söz konusu olduğunda, üretimde ve süreçlerimizin daha da iyileştirilmesinde büyük bir potansiyel görüyoruz. Örneğin, iğne yatağı denetimlerini ele alalım: Şimdiye kadar bu, %100 manuel bir denetimdi; çok zaman alıcı ve zorluydu. Yapay zekâ ve görüntü tanıma özelliğine sahip modern ölçüm teknolojisi sayesinde, artık daha hızlı, daha hassas ve personel mevcudiyetine daha az bağımlı otomatik çözümler mevcut. Kam kutusu süreci de otomatikleştirilebiliyor. Parçalar, gelişmiş sensörler ve yapay zekâ destekli kameralar kullanılarak bir hücrede ölçülüyor, denetleniyor, monte ediliyor ve etiketleniyor.
“En Son Teknoloji Üretim Makinelerine Yatırım Yaparak Kendi Verimliliğimizi Artırıyoruz”
Mayer & Cie. özellikle gelişmiş üretim süreçlerine yatırım yapıyor. Bu bağlamda, şirketi önümüzdeki yıllarda daha rekabetçi hale getirecek hangi yatırım planlarına ve stratejik hamlelere odaklanıyorsunuz?
Stefan Bühler: Birkaç yıl önce, silindirlerimiz ve fitil kumaş göstergeleri için yeni bir lazer sertleştirme süreci başlattık. Bu, bu temel bileşenlerin daha da eşit kalitede olmasını sağlıyor. Ayrıca, delme, dinkleme, döndürme, taşlama ve dişli kesme için en son makinelere yatırım yaptık, hepsi tek bir makinede bulunuyor.
En son teknoloji üretim makinelerine yatırım yaparak kendi süreçlerimizin verimliliğini ve dolayısıyla sürdürülebilirliğini artırıyoruz.
Tekstil makineleri endüstrisindeki artan otomasyon ve dijitalleşme eğilimleri karşısında gelecekteki iş gücü ihtiyaçları hakkında öngörünüz nedir? Yeni teknolojiler operatörlerin becerilerinde ne tür değişikliklere neden olacak?

Control 5.0
Stefan Bühler: Artan otomasyon ve dijitalleşme gibi yeni teknolojiler, makine operatörleri için gereken becerileri önemli ölçüde yeniden şekillendirecek. Geleneksel uygulamalı uzmanlık önemli olmaya devam ederken operatörlerin daha dijital odaklı iş akışlarına uyum sağlaması gerekecek. Akıllı arayüzler, uzaktan izleme ve öngörücü bakım standart hale geldikçe operatörlerin bu tür süreçleri yönetmede daha yetenekli olmaları gerekecek. Otomasyon tekrarlayan görevleri devraldıkça operatörün rolü manuel müdahaleden ziyade üretim süreçlerini izleme, ayarlama ve optimize etmeye doğru kayacak.
Yeni makine kontrol neslimiz Control 5.0 ile müşterilerimize bu geçişi bireysel olarak tasarlama fırsatı vermek istiyoruz. Örneğin örme fabrikası yöneticisi için tablet üzerinden uzaktan tam erişim ve SmartKnobs (Akıllı Düğme) aracılığıyla makinenin kendisinden sınırlı erişim anlamına gelen SmartControl seçeneği var. Control 5.0’a tek bir yerden tam erişim isteyen müşteriler ve yukarıda belirtilen becerilere sahip operatör ClassicControl’ü tercih edebilir.
Mayer & Cie. olarak müşteri geri bildirimlerini nasıl topluyorsunuz ve bunları ürün geliştirme süreçlerinize nasıl entegre ediyorsunuz?
Stefan Bühler: Uzun yıllardır Türkiye temsilcimiz olan Mayer Mümessillik ile yaptığımız iş birliği sonucunda, bölgedeki müşterilerimiz ideal bir konumda yer alıyor. Yerel ekibimiz müşterileriyle yakın temas halinde ve geri bildirimlerini ilk elden topluyor. Mayer Mümessillik eski kağıt tabanlı takip sistemini yeni bir veri tabanıyla değiştirdi. Tüm teknisyenler değerlendirme süreçlerini önemli ölçüde kısaltan bu sistemle çalışıyor. Tüm hizmet sürecini daha verimli ve şeffaf hale getiriyor.
2025 yılında tekstil makineleri sektörü için beklentileriniz neler?
Kerem Öğretmen: 2025’in yine zorlu bir yıl olmasını bekliyoruz. Uzun vadeli Covid-19 etkileri, yanı başımızdaki savaş, yüksek enflasyon oranları… Bu listeyi rahatlıkla uzatabiliriz. Yurt içinde yüksek enerji maliyetleri ve CO2 nötr bir ekonomiye geçişin gereklilikleriyle karşı karşıyayız. Ayrıca Alman şirketleri -tıpkı genel olarak Avrupa merkezli şirketler gibi- giderek artan bir şekilde korumacı eğilimlerle ve küresel piyasalarda gelişmekte olan ekonomilerden gelen artan rekabetle karşı karşıya kalıyor.
Bu nedenle yılı ihtiyatlı bir şekilde planladık. Ancak durum bir gecede değişebilir, bu da son beş yılda öğrenilen bir başka ders.