TETSİAD: İhracattaki Başarımızın Sırrı Tasarımdaki Gücümüzde
Geçtiğimiz Ağustos ayında gerçekleştirilen seçimi kazanarak Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TETSİAD) başkanlık koltuğuna oturan Hasan Hüseyin Bayram, ev tekstili sektörünün sorunlarını, hedeflerini ve projelerini Tekstil Teknoloji dergisine anlattı.
Türk ev tekstili sektörü, ürün kalitesi, moda ve trendleri belirleme gücüne sahip tasarımları ve yüksek teknolojisi itibariyle dünyada çok özel bir konumda yer alıyor. Dünyada en fazla ev tekstili ihracatı yapan 4 ülke arasında bulunan ve Avrupa’nın en büyük üreticisi olan Türkiye, ev tekstili sektöründe 2018 yılı sonunda 3.3 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. Bavul ticaretiyle bu rakamın 5 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor.
Dünyada marka haline gelen Türkiye ev tekstili sektörünün çatı kuruluşu olan TETSİAD geçtiğimiz Ağustos ayında seçime gitti. TETSİAD’ın Başkan’ı seçilen Hasan Hüseyin Bayram; “TETSİAD yeniden doğdu” yorumunu yaptı. Bayram, ev tekstili sektörünün yaşadığı sorunları, çözüm önerilerini, hedeflerini ve yeni projelerini Tekstil Teknoloji dergimize anlattı.
Ağustos ayındaki TETSİAD seçimleri bir hayli çekişmeli geçti. Rakibiniz Şerafettin Demir ile başa baş bir seçim geçirdiniz. Seçimin bu kadar çekişmeli ve heyecanlı geçmesinin sebebi neydi?
Önceleri TETSİAD’da kimin başkan olacağına sektörün ileri gelenleri karar veriyordu. Önceki yönetimle ilgili tereddütlerimiz vardı. TETSİAD’daki kötü ve adaletsiz yönetim anlayışına son vermek için sektörümüzün tüm kurum ve kuruluşlarının büyük bir çoğunluğunun desteğini alarak aday oldum. Ancak sonradan bir gruplaşma oldu. Eski yönetiminde içinde olduğu bir grup arkadaş, bizim karşımıza rakip olarak çıktı. Bir takım yanlışlar yapıldı. Haziran ayındaki kongre Ağustos ayına alındı. 8 aylık bir kongre sürecinin sonucunda üyelerimizin büyük çoğunluğunun katılımıyla bir seçim gerçekleştirdik. 1100 üyemizin 700’e yakını oy kullandı ve başkan seçildim. TETSİAD bu seçimle yeniden doğdu, var olduğunu ispatladı.
Türkiye, dünyada en fazla ev tekstili ihracatı yapan 4 ülke arasında yer alıyor. Öncelikle 2019 yılı sonuna yaklaşırken bu yılla ilgili ihracatın seyri hakkında beklentiniz ve tahminleriniz nedir?
Sizin de belirttiğiniz gibi Türkiye ev tekstilinde dünyada Çin, Hindistan ve Pakistan’dan sonra dünyanın 4. büyük üreticisi ve ihracatçısı konumunda yer alıyor. Dünyada toplam 95 milyar dolarlık ev tekstili ihracatı var, bunun 3,5 milyar dolarını Türkiye oluşturuyor. Laleli bavul ticaretini de eklediğimizde 5 milyar dolara yakın bir ev testili ihracatımız var. 2019 yılında tüm dünya ekonomilerinde genel bir durgunluk oldu. Ama biz 2018 yılındaki gibi 3.3 milyar dolarlık ihracat hedefini tutturacağız.
TETSİAD’ı Üzerine Örtülen Örtüden Kurtarmak İstiyoruz
Ev tekstili sektörünün yaşadığı sorunlardan bahseder misiniz?
Türkiye ev tekstili sektörü toplam dünya ev tekstili pazarından %4,5 pay alıyor. Bu çok ciddi bir pazar. Ancak buna rağmen ev tekstili Türkiye’nin bilinen bir değeri değil. Bütün paydaşlar, Türkiye’de ev tekstili denilince, elbise, gömlek, atlet gibi konfeksiyon ürünlerini algılıyor. Bir de ev tekstili ürünlerinde sınıflandırma hatası yapılıyor. Örneğin tülün altına bazı müşteriler ağırlık olsun diye kurşun istiyor. Tüle kurşun dikilince bu hazır giyim sayılıyor. Nevresim ev tekstili ürünüdür. Satılmak için paketlendiği an ise konfeksiyon grubuna giriyor. Bu yanlışlıkların da düzeltilmesi gerekiyor. Eğer biz Türk sanayisi olarak ne ürettiğimizi doğru tespit edemezsek ona göre strateji belirleyemeyiz.
Ev tekstili sektörü olarak biz hem üretimiyle hem ihracatıyla hem çalıştırmış olduğu personel sayısıyla Türkiye’nin ciddi bir sanayi iş koluyuz. Üretim yaptığımız fabrikalarımız büyük fabrikalar, 30 metre boyunda büyük sanayi makineleri kullanıyoruz. Bugüne kadar bunların hepsinin üzeri örtüldü, saklandı, kamuoyuna anlatılmadı. Şimdi birisi çıktı bunları kamuoyuna anlatıyor. Hangi yetkili kuruma gidip ev tekstili sektörünü anlatsak, “Hakikaten böyle mi?” diye soruyorlar. Biz üzerimize örtülen bu örtüden kurtulmak istiyoruz.
Peki bu örtüden kurtulmak için nasıl bir yol haritası belirlediniz?
5 milyar dolar cirosu olan koskoca bir camiayız ancak halen ihracatçılar birliğimiz yok. Yüksek İhtisas Kurulu üyelerimizle ve paydaşlarımızla bir araya geldik ve çalışmaları başlattık. Dosyalarımızı hazırlayıp, İhracatçılar Birliği için başvurumuzu yapacağız. Çünkü ev tekstili sektörünün hak ettiği değeri görmesini istiyoruz. Bu büyük camiayı öksüz bırakamayız. Ancak bu konuda da bir takım yanlış anlaşılmalar var. Arkadaşlarımızın bir kısmı bölünürüz, küçülürüz endişesi yaşıyor. Bu bakış açısı yanlış. Ev tekstili sektörünün kendini ifade edebilmesi ve birliğinin olması şart.
Göreve geldiğinizden bu yana 3 ay gibi kısa bir süre geçmesine rağmen, güzel işlere imza attınız. Bugüne kadar yaptığınız yenilikleri ve projelerinizi sizden dinleyebilir miyiz?
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, kongreden sonra üyelerimiz tarafından TETSİAD’a büyük bir teveccüh oldu, üyelerimiz değer vermeye başladı. 5 bin liralık üyelik giriş ücreti almamıza rağmen çok ciddi oranda yeni üye kayıtları almaya başladık. Bu gelişme bizi çok mutlu etti. Bizde üyelerimizden aldığımız güçle güzel işler yapıyoruz. Örneğin son dönemde üyelerimizin elektrik faturaları bir hayli yükselmişti. Bir şirket ile anlaştık. Üyelerimize %25 daha ucuz elektrik sağlıyoruz. Vize ofisimizle ilgili son aşamaya geldik, artık TETSİAD üyelerimizin vize alması sorun olmaktan çıkacak. Eminönü’nde bir sebilimiz var, orada yaz aylarında 40 ton su dağıtıyoruz. Sebilin yanına bir çalışma ofisi açtık, üyelerimiz gelip burada görüşmelerini yapıp, etkinliklerini düzenleyebiliyor. Çay kahve içerek çalışabiliyor. Sizin aracılığınızla bütün üyelerimizi sebilimize davet ediyorum. Gelsinler sebildeki bu manevi hazzı onlarda yaşasınlar.
Ayrıca TETSİAD olarak yeni dönemde fuarlara dışarıdan ciddi alıcılar getirmeyi planlıyoruz. Dışarıdaki üyelerimizin hem konaklama hem uçak biletlerini alıp burada ağırlayacağız. Fuardaki ziyaretçi sayımızı arttırmayı istiyoruz.
Türkiye 170’den fazla ülkeye ev tekstili ihracatı gerçekleştiriyor. Sektörün önceliklerinden biri de yeni pazarların bulunması. 2020 yılında hedefte hangi ülkeler var?
Dünyada Türkiye’nin ev tekstili ürünü satmadığı ülke neredeyse yok gibi. Bu nedenle öncelikle üyelerimizin hepsine sizin aracılığıyla teşekkür etmek istiyorum. Hepsi vatansever iş insanları. Fabrikalar kuruyorlar, binlerce insana iş veriyorlar. Sonra ürettikleri ürünleri satmak için valizlerini ellerine alıp dünyayı geziyorlar. Bu büyük bir kahramanlık. TETSİAD olarak amacımız yaşamın ve evin olduğu her yere Türk ev tekstili ürünlerini götürmek. Bununla ilgili komiteler kurduk, arkadaşlarımız yeni pazarlar için çalışmalarına devam ediyor.
Dünya ev tekstili pazarı 90-95 milyar dolarlık hacme sahip. Türkiye ev tekstili sektörü toplam dünya ev tekstili pazarından %4,5 pay alıyor. Türkiye’yi rakiplerinden ayıran en önemli özelliği nedir?
Türkiye, ev tekstilinde ürün gamındaki çeşitlilik, tasarım gücü, kişiye özel butik üretim ve hızlı teslimat kabiliyetiyle öne çıkıyor. Bunlar arasında en önemlisi ise tasarım diyebiliriz. Dünyada korkunç bir desen tüketimi var. Kendi şirketimden örnek vermek gerekirse bir deseni firmaya bir kere satıyoruz, ikinci defa sipariş vereceği zaman “Yeni desen var mı?” diye soruyor. Rakiplerimizi tasarımlarımızla geride bırakıyoruz. Kısa süre önce Çin Ulusal Konfeksiyon Sanayisi’nin Genel Sekreteri ve Başkan Vekili ile bir toplantı yaptık. Yanlarında 25’e yakın Çinli büyük şirketlerin CEO’ları vardı. Çinli heyet bizden tasarımla ilgili tüyolar almak istediler. Bir firma yetkilisi Türkiye’den üç tane tasarımcıyla anlaştıklarını kendileri için tasarım yapacaklarını söyledi. İhracattaki başarımızın sırrı tasarımdaki gücümüzde. Modayı biz yaratıyoruz. Çinli ve Hintli rakiplerimizde Avrupa pazarında bizim ürünlerimizi inceliyor ve ülkelerinde aynısını kopyalıyorlar.
Tasarımda bu kadar başarılı olmamızın sırrı ise Anadolu Coğrafyasında yaşıyor olmamız. Bu topraklarda on binlerce yıl insanlar yaşadı. Renkler, kültür sağlam bir miras oluştu. Biz aslında tasarımlarımızla Anadolu Kültürü dünyaya sunuyoruz. Bu mirasa sahip çıkmamız gerekiyor.
Tasarımla ilgili Kültür Üniversitesi ile işbirliğimiz var. Yakında yine toplantılarımız olacak. Biz bunu endüstri meslek liseleri düzeyine indirelim istiyoruz. Oradan başlayalım gençlerimizi yetiştirmeye. 10’a yakın endüstri meslek lisesindeki tasarım bölümü hocalarıyla toplantımız olacak. Çocuklara tasarımı daha iyi nasıl anlatırız onu konuşacağız.
Yeni dönemde fuar anayasası hazırlayarak Evteks fuarında yaşanan adaletsizliğin ve haksız kazançların önüne geçeceğinizi söylemiştiniz. Evteks fuarıyla ilgili yaşanan sorunlar nelerdi? Yeni dönemde Evteks fuarıyla ilgili yeni ve farklı projeleriniz olacak mı?
Evteks fuarının ilk yıllarında daha fazla alana yayılalım düşüncesiyle 200 metre ihtiyacı olan firmaya 500 metrelik stant verilmiş. Şimdi bazı arkadaşlar yerimiz ufak büyütelim diyorlar ama yeterli alanımız yok. Bazı üyelerimiz 9-10 ve 11. salonları uzak buluyor ve yakına gelmek istiyor ancak onlara yardımcı olamıyoruz. Evteks fuarında üye ve üye olmayan katılımcılarımız var. Algı yıllardır şu; Evteks fuarında üyelere çok iyi yerler veriliyor, üye olmayanlar üvey evlat muamelesi görüyor. Biz herkesi kucaklamak istiyoruz. Üye olan olmayan, memleket adına çalışan, bir kişi istihdam edenleri bile almak istiyoruz. Bunun üzerine fuar komitemiz çalışıyor. Arkadaşlarımız belirli kıstaslar belirlediler, Fuar Anayasası’nı yakında tamamlayacağız.
Evteks fuarında bizim yaşadığımız öyle büyük sorunlar var ki; güvenlikçi içeri yemek paketi sokuyor diye katılımcı ile kavga ediyor. Taksiciler büyük sorun. Teknik alt yapı yeterli değil. Tuvaletler yetersiz. Bu şartlarla batıya doğru bir imaj veremeyiz. Bu kadar olumsuzluğa rağmen bizim sanayicimiz yine işine sahip çıkıyor, kahramanlık yapıyor. Halbuki fuarcılık milli bir mesele. Çünkü ülke ekonomisine ciddi katma değer sağlıyoruz. Fuar yaptığında otelin çalışıyor, restoranların çalışıyor, esnafın, taksicin iş yapıyor. Bu nedenle fuarcılık kişilerin kaprislerine bırakılmayacak kadar önemli. Almanya örneğine bakalım. Almanya’nın fuar ekonomisi yıllık 14,5 milyar Euro. Fuarlar için 7,5 milyon turist geliyor. İstanbul’da uluslararası fuar düzeyinde örneğin Evteks fuarımızı ele alalım. Uluslararası 20-30 bin ziyaretçi geldiğini düşünelim. Uluslararası Fuar Yapımcıları Derneği, her bir turistin ülke ekonomisine katma değerinin 3 bin dolar olduğunu söylüyor. Bu durumda Evteks fuarının katkısı 60 milyon dolar olur. 10 fuarda 600 milyon dolara çıkar. Bu ülke ekonomisine çok ciddi bir katkı. O yüzden kişilerin inisiyatifine bırakılmamalı.
Bu anlamda Türkiye’nin ana sıkıntısı büyük bir fuar alanının olmaması. Bütün Avrupa niye başarılı bu işte. Avrupa’da fuar alanları şahısların değil, belediyelerin. Bir düzen var. Bizde maalesef öyle değil. Fuar alanları şahısların insiyatifine bırakılmış, onların tekelciliğiyle dönüyor. Fuarcılık milli bir mesele. Bütün ülkemizi yöneten insanların hassasiyet göstermesi gerekiyor. Hükümetimiz, partilerimiz, sanayicimiz buna sahip çıkmalı.
Röportaj: Dilek HAYIRLI