Anadolu Kimya, Geliştirdiği Ürünlerle Dünya Tarihinde İlklere İmza Atıyor
Bundan otuz yıl önce kurulan Anadolu Kimya, tekstil baskı boyaları sektörüne yönelik üretimler yapmaya devam ediyor. Hizmet ve kalite standartlarını sürekli geliştiren firma, ürünlerini uluslararası tescilli ‘Antex’ markası ile müşterilerine sunuyor.
Tekstil kimyasalları, tekstil sektöründe çok önemli bir yer tutuyor. Tekstilin birçok alanına hizmet veren Anadolu Kimya’nın Yönetim Kurulu Başkanı Durmuş Tuncer, bu konu hakkında şunları söylüyor: “Tekstil ürünlerinin üzerine kimyasalla her türlü istenilen özellik kazandırılabildiğinden teknik tekstilde yeni ürünlerin ortaya çıkması, Ar-Ge faaliyetlerine ağırlık verilmesi ile mümkün olabilir. Bu nedenle bizim şu anda; fonksiyonel ve teknik tekstil gibi tekstilin çeşitli kollarına ülke olarak çok daha fazla önem vermemiz gerekiyor.”
Anadolu Kimya firması 1989 yılından beri üretimini gerçekleştirdiği kimyevi maddeler ile birçok sektörün ihtiyacını karşılıyor. Kalite odaklı çalışma prensibi ile de yıllardır sektörün liderleri arasında yer alıyor. Firmanızın gelişim sürecini sizden dinleyebilir miyiz?
Anadolu Kimya ilk olarak 1989 yılında altı metre karelik bir alanda kuruldu. O zamanlar Türkiye’de kimyasal ürünlerin üretimi yapılmıyordu. Biz de yurt dışından ürünler ithal ederek o ürünleri satıyorduk. 1991 yılında ise üretim yapmaya karar verdik. İlk olarak organik pigmentler, daha sonrasında ise pvc kökenli plastizör ürünler ürettik. Şirketimizin marka olma yolundaki esas dönüm noktası ise 2000 yılında dünyada ilk defa su bazlı ekolojik ürün üretmemiz ile oldu. Bugüne kadar çok çaba sarf ettik. TÜBİTAK ve çeşitli üniversitelerle beraber çalışmalar yaptık. Yurt içi ve yurt dışı dünyanın önde gelen fuarlarına katıldık. Hedef ülkelerde seminerler düzenledik. Anadolu Kimya global olarak büyümeye başlayınca Antex markamızın, uluslararası alanda tescilini yaptık. Şimdi dünyanın her alanında tescilli olarak Antex markası bulunuyor. 2010 yılında şu an bulunduğumuz yerin arsasını aldık. 2012 yılında ise şirket binamızı inşa edip taşındık. Kurumsal yönetim anlayışını prensip edinerek inovasyon ve teknolojiye olan yatırımlarımız ile altyapımızı sürekli yeniliyoruz.
Şu anda toplamda kaç ülkeye ve başlıca hangi ülkelere ihracatınız bulunuyor?
Şu anda %55 dış piyasaya, %45 iç piyasaya satış yapıyoruz. Bugüne kadar olan süreyi katarsak başta Asya ve Afrika ülkeleri olmak üzere, 55 ülkeye ihracatımız bulunuyor. Ülkelerin pazar potansiyellerine, kaydettikleri gelişime, ürün gruplarına ve müşteri beklentilerine göre ihracat büyüme stratejilerimiz değişim gösteriyor. Uluslararası teknik tekstil sektörü, teknoloji yatımları ile hızlı bir biçimde, sürekli büyüyor olduğundan bu konuda ABD’de bizim için çok önemli bir pazarı oluşturuyor.
Firmanızın başarılı bir seyirde ilerliyor olmasını hangi özelliklere bağlıyorsunuz? Hangi hedeflerle ilerliyorsunuz?
Kendi alanımızda sürekli kalite üretimleri yapıyor ve bu çizgimizden hiçbir zaman vazgeçmiyoruz. Şu anda ve önümüzdeki yıllar içerisinde kimya sektöründen değişik alanlara ulaşmak için çalışmalar yapıyoruz. Belirli programlar üzerinde ilerleyerek araştırmalarımıza ara vermeden devam ediyoruz. Olmazsa olmaz hedefimiz her zaman şu oldu ve hep öyle kalacak: ‘Kurum kimliğini her zaman ilk planda tutmaya devam edeceğiz.’
Kurum; sürdürülebilir gelişme içinde olmalı, müşteriye karşı güven vermeli. Bizler de bu değerleri gözeterek verimli iş süreçleri uygulamaya alarak ürün gelişimine önem vererek ve müşteri odaklı çözümler üreterek sürekli büyümeyi sağlıyoruz. Ayrıca gücümüzü her zaman Ar-Ge’den alıyoruz.
Tekstil sektöründe sizi ayrıcalıklı kılan ve müşterilerinizin sizi tercih etmesini sağlayan sebepler nelerdir?
Karşındakine saygı duymazsan saygı göremezsin. İster ilişkilerde olsun ister sattığın üründe olsun, kendini müşteri yerine koymalısın. İşte orada, işin özüne bakıldığında ahlaki nokta ortaya çıkıyor. Biz firma olarak bugüne kadar bu çizgimizden sapmadık. İlkelerle hareket ediliyor olması karşı tarafın güven duygusunu arttırıyor. Baki olan kurumdur, kişiler geçicidir. Kurum yaşadığı sürece ne kadar değer toplarsa o kadar markalaşır, yücelir ve katma değerini artırır. Zaman ya lehine ya aleyhine işler. Doğru adımlar atılırsa ona göre de karşılık bulunur.
Sürdürülebilirlik ve çevre dostu ürünlerle ilgili şirket yaklaşımınız nedir? Bu kapsamda ne tür çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz?
Bu kavramlar bizim olmazsa olmazlarımız arasında bulunuyor. 2020 yılına girmeden yeni bir ürün grubumuz çıkacak. Bu ürün grubu, toprakla temas ettiği anda tamamıyla yok olup giden bir ürün grubu olacak. Su bazlı olan bu ürün, pigmentinden her özelliğine kadar toprakta yok olabilecek. Biyo-çözünür projesi olarak bu ürünümüzle yine bir ilke imza atacağız.
Sizce kimya firmalarının ülkemizde ne gibi bir politika izlemesi gerekiyor?
Her zaman söylediğim gibi biz, daha yolun başındayız. Çünkü kimya sektörünün her zaman yeniliğe açık olması ve her sektör ile iletişim halinde olması bize bu fırsatı veriyor. Kimya, dünyada halen bakir bir bölge olarak yer alıyor ve kimyanın insan hayatındaki önemi her geçen ağırlığını artırarak devam ediyor. İhracat kanadına bakıldığı zaman tekstil ve kimya son zamanlarda en üst sıralarda yer alıyor.
Türkiye açısından bakarsak artık çıtayı yükseltmemiz, kimyaya daha çok önem vermemiz gerekiyor. Yurt dışı ithalatının önüne geçmek için Ar-Ge çalışmalarına daha çok ağırlık vermeliyiz. Kalkınma, katma değerli ürün üretme, Ar-Ge’ye ağırlık verme düşünceleri yıllardır söylem olmaktan ileri gitmiyor. Kendi kanaatimce değerlendirdiğimde Türkiye’deki firmaların teşvikleri doğru kullandığını düşünmüyorum.
Bu konuyu tekstil kimyasalları alanında değerlendirirseniz neler söylersiniz?
Tekstilin özü; elyaf, pamuk, yün ve polyesterdir. Bu açılımların her türlüsü kimyasaldan geçiyor. Tekstil ürünlerinin üzerine kimyasalla her türlü istenilen özellik kazandırılabilir. Onun için bizim şu anda; fonksiyonel tekstil, teknik tekstil gibi tekstilin çeşitli kollarına ülke olarak çok daha fazla önem vermemiz gerekiyor. İşin bir parçasından tutmak yerine bütününü görmeliyiz. Ar-Ge’nin tanımının, yeniden yapılması gerektiğini düşünüyorum. Ülkemizde, teşvikler konusunda hak edene hak ettiği destek verilmeli ki insan kaynağı da beraberinde yetişebilsin. Bilgi ya üretilir ya da satın alınır. Bizim bilgiyi üretme açısından sürekli kafa yormamız ve çalışmamız gerekiyor. Onun için işimizi iyi yapmak ve dışardan kaynak getirmek durumundayız. İçerdeki kaynaklar bize yetmiyor. Tekstil kimyasalları alanında; yetişmiş insan kaynağını, alt yapıyı, uluslararası alandaki çabayı ve gayretlerimizi artırarak çıtayı yükseltmek durumundayız.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Tekstil sektörüne yönelik yayınlar üretmeniz ve bu konuda ısrarcı olmanız açısından sizleri tebrik ediyorum. Yıllardır işinizi böyle iyi yapıyor oluşunuz, eminim ki sizleri, hem yurt içinde hem de yurt dışında daha da iyi noktalara taşıyacak. İşini iyi yapan mutlaka uluslararası alanda dikkat çeker. Size bu konuda olan teşekkürlerimi özellikle yazmanızı istiyorum.
Röportaj: Kübra Karaca