Bossa, Yenilikçi ve Doğa Dostu Yapısı ile Tekstil Sektöründe Fark Yaratıyor
Yapılandırılmış yaygın pazarlama ağına sahip olan Bossa, doğru pazar konumlanması ve rekabetçi fiyatları ile sektördeki lider firmalardan biri olma konumunu sürdürüyor. 1951 yılında kurulan Bossa, Adana’daki üretim tesisi ile Türkiye’nin en büyük entegre denim ve spor giyim tekstil kuruluşlarından biri olma özelliğini taşıyor. Firma, 43 yıldır tekstil sektöründe bulunan ve dış giyimin öncü firmalarından Oğuz Tekstil’in kurucusu Uçurum Ailesi tarafından satın alınarak yeni yatırımlar ile de büyümeyi hedefliyor. Sektördeki trend belirleyici rolü ve üretim yaptığı alanlarda, dünyanın modaya yön veren markaları ile gerçekleştirdiği iş birlikleri açısından dikkat çeken Bossa, Ür-Ge ve Ar-Ge çalışmalarında pazar trendlerini yakalamaya devam ediyor. Yenilikçi ve öncü yapısı ile sektörde söz sahibi olduğunu ortaya koyan firma, yaptığı yatırımlar ve güçlü kadrosu ile yapılan çalışmalara hız veriyor. Bossa’nın başarının arkasında; nitelikli insan kaynakları gücü, geniş satış ağı, ürün kalitesi, koleksiyon zenginliği, ileri üretim ve bilgi sistemleri teknolojisinin yanı sıra güçlü finansal yapısı bulunuyor.
Bossa Genel Müdürü Onur Duru ile Tekstil Teknoloji dergimiz için bir röportaj gerçekleştirerek dokuma sektöründeki son teknolojik yenilikler hakkında konuştuk.
Bossa, Türkiye tekstil sektörünün en büyük üretici firmaları arasında yer alıyor. Sizce firmanızın ürünlerini, diğer markaların ürünlerinden ayıran en önemli özellikler nelerdir?
Denim üretiminde birçok ilke imza atan firmamız, özellikle çevresel sürdürülebilirliğe yönelik çalışmaları ile dikkat çekiyor. Şirketimiz, 2006’da başlattığı tamamen ekolojik Re-Set koleksiyonu ile hem Türkiye’de hem de dünyada tekstil alanında bu yöndeki çalışmalara öncülük eden kuruluşları arasında yer aldı. Özellikle bu konuda diğer firmalardan ayrıldığımızı düşünüyorum.
Bossa’nın Türk pazarındaki hâkimiyeti ve ihracat rakamları hakkında bilgiler verebilir misiniz?
Dünya çapında hangi ülkelere ihracat gerçekleştiriyorsunuz? Bossa’nın yıllık üretim kapasitesi 36 milyon metredir. Yeni yatırımlar ile bu yıl kapasitemizi 50 milyon metreye çıkarmaktayız. Yurt içinde pazarda söz sahibi olan birçok iç piyasa müşterimiz bulunuyor. Yurt dışında ise Avrupa ağırlıklı çalışmakta olup Amerika, Uzakdoğu ve Kuzey Afrika pazarlarında da büyüme yönünde adımlar atıyoruz.
Rekabet gücünüzü ve kalitenizi sürdürebilmek adına makine ve teknoloji yatırımları yaparken nelere dikkat ediyorsunuz?
Bossa, üretim proseslerinde en son teknolojiyi kullanıyor ve sürekli yenilikleri takip ediyor. Yeni teknolojileri izleyerek var olan makine parkurumuzu daha verimli ve daha kaliteli ürün elde etme yönünde sürekli güncelliyoruz. Yeni çıkan makineleri seçerken de var olan üretimi hızlandırmak ve farklı inovatif ürünleri elde etme amacı ile seçimler yapıyoruz.
BOSSA, DÜNYADA İLK KEZ %100 GERİ DÖNÜŞÜMLÜ KUMAŞ ÜRETTİ
Firma olarak sürdürebilirliğe özel önem veriyorsunuz. Bu konudaki çalışmalarınızı ve gelecek projelerinizi anlatabilir misiniz?
Sonsuz kaynakları olmayan dünyamız için geri dönüşüm çok önemlidir. Kağıt, plastik ve demir çelik sektörlerinde olduğu gibi tekstil sektöründe de geri dönüşüm yapılıyor. Biz Bossa olarak işletmede atıl durumda olan iplik ve elyaflarımızın, yeniden hammadde olarak kullanarak geri dönüşümünü sağlıyoruz. Ayrıca r-PET projesi ile pet şişe atıklarından elde ettiğimiz lifleri tekstil hammaddesi olarak kullanıyoruz. Re-Set koleksiyonuyla da dünyada %100 geri dönüşümlü kumaş üretmeyi başaran ilk tekstil şirketi olmayı başardık. Koleksiyondaki ürünleri, ayrıca yaşam döngüsü değerlendirmesi LCA (Life Cycle Assessment) projesi ile de ürün bazında tüm çevresel etkilerini hesaplayarak belgelendiriyoruz.
Çevre denilince akla ilk gelen unsur ‘Su’dur. Su hayattır. Su tasarrufu konusunda da çalışmalar yapan Bossa ‘Saveblue’ konseptini çıkardı. Enerji ve su tüketimine duyarlı olan firmamız, doğal elyaf kullanımı ile de bu konsepti birleştirerek sürdürülebilirlik anlamında büyük bir adım attı. ‘Saveblue’ konseptindeki ürünlerin boyamasında %87 su tasarrufu sağlıyoruz. Sudan bahsetmişken ayrıca yaptığımız bir diğer projemiz daha var. Bazik olan atık suyu nötrlemede sülfürik asit yerine karbondioksit kullanarak çevresel açısından önemli bir adım daha attık. Bu projemizin ilk aşamasında atık sularımızı nötrleme işleminde kullanılan karbondioksiti sıvı halde satın aldık. Şuan bu projemizin ikinci aşaması üzerinde çalışıyoruz. Hedefimiz yine kendi atığımız konumundaki bacalarımızdan çıkan karbondioksiti kullanmaktır.
Enerji konusunda da bir projemiz bulunuyor. İşletmemizde kojenerasyon tesisi kurumu ile kendi enerjimizi üretiyoruz ve bu sayede %20 oranında enerji tasarrufu sağlıyoruz. Kojenarasyon tesis kurulumu, enerji maliyetlerimizi düşürmekle beraber çevre kirliliğinin azaltılması yönünde de ciddi katkılar sağlıyor. Yenilikçi yaklaşımlar ile her sezon yeni bir projeye imza atıyoruz.
Çevreci, yeni boyama prosesi geliştirerek renkli denim kumaş üretimine yeni bir anlayış kazandırdık. ‘Dyeart’ ismini verdiğimiz konseptimizde, renkli ve çevresel açıdan kazanımları yüksek denim kumaşlar üretiyoruz. Ayrıca kumaşların tutumu konusunda da inovatif gelişmeler ortaya koyarak bu konudaki çalışmalara hız kesmeden devam ediyoruz.
Bossa ayrıca yeni bir geri dönüşüm projesinde ilk adımlarını attı. Firmamız, tüketiciden kullanılmış olan pantolonların toplanarak tekrar kumaş haline getirilmesi konusunda çalışıyor. Tüm dünyada ‘Post Consumer Denim’ olarak bilinen bu projede birçok müşterimiz ile ortak çalışmalar yapacağız. Bir taraftan süreç ve ürün geliştirme çalışmalarına devam ederken diğer taraftan da birçok modacı ile ortak çalışmalara, başarılı projelere imza atan şirketimiz; çevre, enerji verimliliği ve müşteri memnuniyeti konularında sürdürülebilirliğe büyük önem veriyor.
Dokuma sektöründe gün geçtikçe teknolojiyle beraber gelişmeler yaşanıyor. Bu bağlamda, Ür-Ge ile Ar-Ge çalışmalarınızın üretimlerinize ne gibi etkileri oluyor?
Teknolojik anlamda sürekli makine hızlarının artması, enerji sarfiyatlarının azalması maliyetleri ciddi anlamda aşağı çekiyor. Ar-Ge ve Ür-Ge’nin ürünlere etkisi ve özellikle farklı elyaf kullanımları ile fonksiyonellik ciddi bir önem kazandı. Bu anlamda çevre konusu, sürdürülebilirlik daha da önemli bir seviyeye geldi. Ayrıca suni sentetik liflerin geometrik artışı ile birlikte teknik tekstil konusunun çok ciddi boyutlara ulaşacağı bekleniyor.
Dokuma sektörünün dünyadaki ve ülkemizdeki durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Son on yılda Dünya tekstil ihracatı 300 milyar dolar seviyesine ulaştı. Bu miktarda dokuma kumaş ihracat payı yüzde 25-30’lardadır. Bu pay, toplam tekstil sektörü içerisinde çok ciddi bir orana sahip ve bu oran içinde pamuk kumaşlar birinci, sentetik kumaşlar ise ikinci sırada yer alıyor. Dünyada en büyük dokuma ihracatçısı Çin’dir. Türkiye ise 6. sırada bulunuyor. Ülkemizin, tekstilin diğer alanlarında olduğu gibi dokuma ihracatında da ithalatına göre ciddi bir fazlası mevcut.
Dokuma kumaşlar ise yıllardan beri hazır giyim ve konfeksiyon sanayisinin en temel hammaddesi durumundadır. Dünya’da artan nüfus ile hem giysi hem de ev tekstiline olan ihtiyaç günden güne artıyor. Böylece dokuma sanayisi daha da gelişmeye devam ediyor. Pamuğun yanı sıra suni sentetik elyaf dokuma ürünleri; doğal elyaflarla karıştırılarak kullanılması, Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarının etkisi, yeni yatırımların yapılması ve yeni teknolojik gelişmelerin sayesinde son derece çeşitlendi. Ülkemiz bu noktada denim sektöründe olduğu gibi trend belirleyici konumda olarak modaya yön veriyor.
Size göre, Türk tekstil sektörünün daha ileriye gitmesi açısından ne gibi çalışmalar ve yenilikler yapılmalı? Siz bu konuda neler yapıyorsunuz?
Sektörün başlıca gündem maddesi Pakistan, Çin, Mısır ve Hindistan gibi ülkelerden gelen düşük fiyatlı kumaşlardır. Üreticilerin ve sektörün haksız rekabete karşı korunması çözüm önerimizdir. Tüm sektörlerde olduğu gibi denim sektöründe de rekabet ortamı hâkim. Biz Bossa olarak rekabet ortamında yenilikçi, öncü ve trend belirleyici olmak için yılda on adet fuara standımızda sergilediğimiz inovatif ürünlerimiz ile katılım sağlıyoruz. Denim sektöründe isimleri duyulmuş olan başarılı birçok danışman ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Dünyanın dört bir yanında gerçekleştirilen fuarlara, etkinliklere pazarın trendlerini takip etmek amaçlı katılımlar sağlıyoruz. AR-GE merkezimizde üniversiteler ile ortak projeler yürütüyoruz. Geniş satış ve pazarlama ağımız ile sektördeki en önemli markalarıyla iş birlikleri içerisindeyiz.
2019 yılı hedefleriniz ve yatırımlarınız hakkında bilgiler verebilir misiniz?
2018 yılını, 2017 yılına göre daha iyi bir noktada kapattık. 2019 yılında da yaptığımız yatırımlar ile büyüyerek daha da iyi bir noktaya gelmeyi hedefliyoruz. En büyük hedefimiz 68 yıldır sektörde öncü kimliğini koruyan Bossa markasını, her yıl bir adım öteye taşımaktır.
Röportaj: Kübra Karaca