Color Service, Tekstil Sektörünün Yaygın Olmadığı Bölgelere Girerek Pazar Ağını Genişletmeyi Hedefliyor
Servis ihtiyacını azaltabilmek için olabildiği kadar iyi ve yüksek teknolojili komponentleri üretimlerinde kullanmayı ana felsefesi edinen Color Service, 32 yıldır tekstil boyahane otomasyonu alanında üretimler yapıyor. Firma ayrıca; boyadan baskıya, imalattan laboratuvara kadar her alanda faaliyet gösteriyor.
Önümüzdeki senelerde dünya üzerinde hiç girmediği pazarlara girerek, pazarlama ağını genişletmeyi hedefleyen Color Service, özellikle tekstil sektörünün yaygın olmadığı bölgeleri tercih edecek.
Color Service Pazarlama Müdürü Göksun Özensoy ile ITMA 2019’da bir röportaj gerçekleştirerek firmanın yeni üretimleri ve gelecek planları hakkında konuştuk.
Color service ITMA’ da nelere odaklandı?
ITMA’ya gelmeden önce, hem laboratuvar hem de imalat tarafında otomasyon makinelerimiz vardı. Bu sefer özellikle numune otomasyonu dediğimiz çalışmalar yaptık. Çünkü imalattaki makinelerimiz büyük miktarlardaki imalatlara, laboratuvar tarafı ise çok küçük imalatlara hizmet veriyor. Bu ikisi arasındaki bölge boştu. ITMA’da sergilediğimiz makine bu aradaki boşluğu dolduruyor.
Makineden biraz bahsedebilir misiniz?
Normalde laboratuvarda 0’dan 0.5 kilograma kadar boya makinelerine hizmet verebiliyoruz. İmalatta da 15 kilogram ve üzerinde hizmet verebiliyoruz. Sergilediğimiz makine, bunların arasındaki boşluğu doldurabilmek için hem boyayı hem kimyasal maddeyi tam otomatik olarak hazırlayıp direkt olarak boya makinelerine transfer edebiliyor. Bunu da Color Service’in bu konuda lider olduğu çok katlı teknolojisi sayesinde yapıyoruz.
ITMA beklentilerinizi karşıladı mı?
Beklentilerimizi fazlasıyla karşıladı. Aslında doğrusunu söylemek gerekirse şu an da Çin ile Amerika arasındaki sürtüşme sebebiyle genel olarak bir yavaşlama var. Ancak bunun etkisini göreceğimizi düşünürken tam tersine ilgi çok fazla oldu. İmalatımızın dolu olması sebebiyle teslim sürelerimiz için ancak altı ay sonrasına gün verebiliyoruz. Bu da bizim en büyük sıkıntımızı oluşturuyor. Bundan yaklaşık iki hafta kadar önce imalat kapasitemizi yüzde 50 oranında artıracak yeni bir fabrika daha devreye almamıza rağmen hâlâ daha taleplere yetişebilir durumda değiliz.
Color Service, boyahane otomasyon sektörüne güvenilir ve yeni ürünler sunmak adına nasıl çalışmalar yapıyor?
Bizim birinci felsefemiz şu; daha sonrasında servis ihtiyacımızı azaltabilmek için olabildiği kadar iyi ve yüksek teknolojili komponent kullanmaya çalışıyoruz. Çünkü dünyanın her tarafına ürün gönderiliyor. Bin civarında makinemiz çalışıyor şu anda ve komponentlerle ilgili olabilecek bir problemle uğraşmak istemiyoruz.
İkinci felsefemiz şu; müşteriyi dinleyip müşteriye özgü ürünler üretme konusunda çok iyiyiz. İtalya’da üretime devam etmek istiyorsak bunu sürdürmek zorundayız.
Color Service’in Türkiye’deki son bir yılını değerlendirecek olursanız Türkiye pazarı hakkında neler söylersiniz?
Aslında Color Service Türkiye’yi uzun yıllar boyunca ihmal etmiş. Ben tekrardan Color Service’e geldikten sonra biraz olsun Türkiye pazarında bir hareket oluşturmaya çalıştık. Tam biz bu konuda toparlanırken ekonomik kriz patlak verdi. Türkiye’ye tahminlerimizin çok altında da olsa makine satıyoruz. Elimizden geldiği kadar bu konuda ihtiyaçlara cevap vermeye çalışıyoruz. Çünkü Türkiye, yakın bir pazar. Gelecekte de ekonomik olarak bir istikrar sağlanırsa ihtiyaçların artacağını biliyoruz. O yüzden de ilgimizi azaltmıyoruz.
Color Service’in boyahane otomasyonu alanında son beklentileri neler?
Her üretici makinesinin servis gerektirmeyecek seviyede olmasını bekler. Bu seviyeye olabildiği kadar yaklaşılırsa müşteri memnun olur. Ayrıca müşteriler, üreticilerden daha hesaplı ürünler bekliyor. Biz, bu konuda çok yardımcı olamıyoruz. Çünkü Color Service piyasadaki en pahalı ama en kaliteli ürünü satıyor. Bu nedenle olabildiği kadar bizim ürünlerimizin kalitesine ihtiyacı olan ve bunun için bütçe ayırabilecek firmalarla çalışmayı tercih ediyoruz.
Özellikle boyahane otomasyon alanında şu andaki teknoloji trendleri ne yöne doğru gidiyor?
Teknolojik olarak daha küçük makinelerle daha hassas hizmet verebilecek ürünlere doğru gidiyoruz. Artık eskisi gibi çok büyük imalatlar yok. Bu sebepten dolayı çok daha küçük, hassas ve kompakt makineler yapmayı tercih ediyoruz. İmalat kapasiteleri, ihtiyaçlar, lotlar bu konuda düştüğü için birinci yönelim bu. İkinci olarak Endüstri 4.0’la ilgili çalışmalarımız bulunuyor. Onları, kendi çaplarında parametrik olarak düzenleme yapabilecekleri, kullanıcı dostu hâle getirmeye çalışıyoruz. Bundan sonraki aşamalarda makinelerle insanlar arasındaki bağlantının olabildiği kadar yaklaşması gerekiyor. Biz de yatırımlarımızı bu tarafa doğru yapıyoruz.
Sürdürülebilirlik ve çevre sizin için ne ifade ediyor?
Sürdürülebilirlik ve çevre konularına çok dikkat ediyoruz. Olabildiği kadar az fireyle, hassas tartım yaparak kanala atacağımız; suyu, boyayı, vb. şeyleri azaltmaya çalışmamız lazım. Zaten otomasyon yatırımlarının en büyük sebeplerinden biri, işçilikten ve kullanılan kimyasal maddeler ile boyalardan tasarruf sağlamaktır. Üretimlerde; kullanılacak değil, atılacak miktarları azaltabilmek gerekiyor.
Önümüzdeki bir, iki yıl içerisindeki planlarınız nelerdir?
Ürün yelpazesini artırmaktan ziyade, çok daha fazla ülkeye servis verebilir vaziyete gelmek istiyoruz. Girmek istediğimiz birkaç tane ülke pazarı var ve şu an da tekstil sektörü oralarda yok. Biz önceden gidip orada bir miktar olsun farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Ürün yelpazesine baktığımız zaman aslında boyahaneden baskıya, imalattan laboratuvara kadar bütün ürün yelpazemiz şu anda hazır halde bulunuyor.
Röportaj: Dilek Hayırlı