DMS Dilmenler Makine, Pandemi Sürecinde de Yatırımlarına Devam Etti
Son beş yıldır ağırlıklı olarak yurt dışına yönelik üretimler gerçekleştiren DMS Dilmenler Makine, yüzde 80 oranında yurt dışı ihracatı gerçekleştiriyor. Yüzde 20 oranında ise iç pazara yönelik çalışan firma, yatırımlar yapmaya devam ediyor.
Uzun yıllar boyunca sahip olduğu tecrübesiyle boya baskı terbiye sektörüne yönelik hizmet veren DMS Dilmenler Makine, yeni bir yatırım gerçekleştirdi. Firma şu anda yeni yaptığı imalat yerlerine geçerek yeni bir organizasyon içine girmeyi planlıyor.
Tekstil Teknoloji dergimizin bu ayki sayısına özel olarak işlediğimiz ‘Türk Tekstil Makine Endüstrisi’ dosyasında DMS Dilmenler Makine firması da yer aldı. Firmanın Genel Müdürü İsmail Şengüler ile yaptığımız röportajda firmanın yeni yatırımları ve çalışmaları hakkında bilgiler aldık.
Yaşanılan pandemi süreci, çalışmalarınıza nasıl bir şekilde etki etti? Bu sürecin yatırım kararınıza etkisi nasıl oldu?
Pandeminin ilk başladığı dönemlerde, tekstil makine sektörü ve firmamız adına çekincelerim oluşmuştu. Üstelik ihracat yaptığımız pazarlar da salgının en yoğun olduğu bölgelerdi. Asya, Bangladeş, Hindistan, Pakistan, Özbekistan, Mısır gibi ülkelerin, pandemiden çok fazla etkileneceklerini düşündük. Yatırım istekleri ertelenecek ve bu süreçten daha sonra çıkabilecekler düşüncesi oluştu. Evet, o pazarlarda insanlar yatırım isteklerini ertelediler ama 2020 yılının Haziran ayında bu isteklerine geri döndüler. Hatta insanlar kendilerini yatırım yapmaya mecbur hissettiler. Hal bu şekilde olunca biz de temmuz ve ağustos ayları arasındaki dönemi siparişler açısından çok verimli geçirdik. Şu anda yılsonu itibariyle çok ciddi oranda bir siparişimiz bulunuyor. Önümüzdeki 6-7 aylık dönemde siparişlerimiz dolmuş durumda. Fakat siparişi değil de imalatı çoğaltmanın yollarını bulmamız gerekiyor. Böylece bu trendi sağlıklı bir şekilde katma değere dönüştürebiliriz. Pandeminin başladığı dönemde yatırım kararı vermiştik. Yeni binalar, yeni alanlar için yatırım yapmıştık. Şu anki durum ise bize fırsatlar yaratıyor.
Yurt içi ve yurt dışındaki sipariş yoğunluğunuz ne durumda?
Yurt dışına ihracatımız tüm hızıyla devam ediyor. Daha çok proje bazlı siparişler alıyoruz. Hem terbiye hem boya aynı projenin içerisinde gibi kombine olan siparişlerimiz de var. DMS Dilmenler Makine, son beş yıldır ağırlıklı olarak yurt dışına yönelik üretimler gerçekleştiriyor. Yüzde 80 yurt dışı ihracatı yapıyoruz, yüzde 20 oranında ise iç pazara yönelik çalışıyoruz. Bu; DMS Dilmenler Makine, yurt dışını seçti, yurt içini bıraktı anlamına gelmiyor. Son on senedir, DMS Dilmenler Makine’nin yurt dışı ihracatına yönelik projeleri, yurt dışında olan makinelerinin başarısı ve fuarlardaki getirilerin sonucunda ihracat pazarlarında ciddi bir gelişme oldu. Böyle olunca otomatik olarak yurt dışına yönelik faaliyetlerimiz daha da arttı.
İhracat pazarınızdaki başarınızı neye bağlıyorsunuz?
İhracat gerçekleştirilen müşteri, makineden umduğu sonucu alabilmeli. Çünkü müşteriler aldığı makineden dolayı hakkınızda iyi konuşmazsa bir sonraki yatırımı sizden yapmayabiliyor. Ayrıca etrafına da iyi bir şekilde bahsetmiyor. Doğru müşteri ile doğru şekilde çalışıyor olmak ve doğru ürün üretebiliyor olunması gerekli. Yurt dışında bu durum mümessiller ile devam ettiriliyor. Mümessillerin ise bu konuda doğru seçilmiş olması büyük önem taşıyor. Ayrıca firmanın, mümessillerine ve müşterilerine destek vermesi gerekiyor. Yedek parça sağlanması, teknik elemanların gerektiği zaman orada bulunması, bilgi eksikliği olduğunda ya da sorunlar oluştuğunda firmanın çözüm yaratması gerekiyor. Bu üç durum doğru şekilde oturtulabilirse işler yürür. Biz, on senedir bunlara çok önem veriyoruz.
Siparişlerinizin üretim sürecindeyken yatırımınızı nasıl sürdürmeyi düşünüyorsunuz? Siparişlerinizde bir aksama olmaması için ne gibi çalışmalar yaptınız?
Makine imalatları; boya makineleri, terbiye makineleri, kontinü makineleri ve aksesuar parçaları yapan bölümler olmak üzere dört ayrı kısımda yapılıyor. Her bölüm, elindeki siparişlere göre bir gelecek programı yapıp ona göre adım atıyor. Bu ana akım imalatlarımızı geliştirmek için ilgili kapasite artırımını ve bina yatırımlarını yapıyoruz.
Ana akım makineler, ne kadar çok satılır ve duyulursa o kadar çok getirisi olur. Bu sebeple bunlar, can damarımızı oluşturan işlerdir. Bazı makinelerin adetlerinin artırılması ve ana akımın çoğaltılması noktasında esnek olunması gerekiyor. Gerektiğinde 50 adet makine yapılabilmeli, gerekmediğinde 30 adet makineye inilebilmeli. Yatırımları nasıl daha iyi bir hale getirebileceğimiz konusunda esnek olmalıyız. İşlerimiz iyi olduğunda buna yanıt verebilecek bir alt yapıya sahip olmamız gerekiyor.
Yaşadığımız pandemi sürecinin, sizce tekstil sektörüne yansıması nasıl bir etki oluşturuyor?
Tekstil sektörü için daha güzel günlerin geleceğine inanıyorum. Görünen o ki pandeminin Türk tekstiline verdiği dinamik bir atmosfer var. Şu an yaşadığımız pandemi dönemi, tekstilin uzun yıllar daha iyi bir konumda ilerlemesini sağlayacak bir dizi önlemler almamıza neden oluyor. Şu anda yeni bir dünya düzeni oluşuyor ve Türkiye tekstil noktasında nasıl bir konumda kalacağına karar veriyor. Bu süreçte gördük ki Türk tekstili, ihtiyaçlar doğrultusunda çok önemli adımlar attı. Türkiye’nin tekstil alanında, dünya içerisinde aldığı payın artmasına yönelik çalışmalar yapmamız gerekiyor.
Röportaj: Z. Seda DEMİRDELEN