Mogul, Çevre Dostu Üretimi Gözeten Makine ve Proseslere Yatırım Yapıyor
MOGUL CEO’su Serkan Göğüş
Türkiye’de ilk 500 sanayi kuruluşu arasında yer alan Mogul, üç tesisinde nonwoven ve kompozit ürünler üretiyor. Bu tesisler Amerika, Avrupa ve Asya pazarlarına filtreleme, temizlik bezi, hijyen, kişisel bakım, medikal, endüstriyel, inşaat, çevre, ev döşeme, ambalaj, otomotiv ve tarım uygulamalarına yönelik ürünler sunuyor.
Son dönemde tüm dünyanın en önemli gündemi olan sürdürülebilirlik ve çevre dostu üretim konusunda ciddi adımlar atan Mogul, kendi atıklarını geri dönüştürerek kullanıyor, doğal ve yenilenebilir hammaddeye dayalı ürünler geliştiriyor. Pandemi sürecinde Türk üreticilerin yanında yer alan Mogul, PP spunbond, meltblown ve spunlace gibi ürünleri iç piyasaya kanalize etti. Firma, maske ve filtreye yönelik artan talebi karşılamak içinse 2 yeni meltblown hattına yatırımı yaptı.
Mogul firması CEO’su Serkan Göğüş ile Tekstil Teknoloji dergimiz bir röportaj gerçekleştirdik. Firmanın son dönemdeki yatırımları, pandemi sürecinin etkilerini ve nonwoven sektöründeki trendleri konuştuk.
Mogul olarak nonwoven kumaş üretiminde Türkiye’nin lider üreticileri arasında yer alıyorsunuz. Mogul’un kuruluş hikâyesi ve başarısının arkasındaki felsefeyi sizden dinleyebilir miyiz?
Mogul 1996 yılında kurucumuz sayın Ekrem Kayalı tarafından hayata geçirildi ve 1997 yılında üretime başladı. Mogul Türkiye’de PP ve PET spunbond, meltblown, SMS, bicomponent, mikrofilament gibi teknolojilere öncülük ederek ilklere imza attı. Endüstriyel nonwovenlara ağırlık vermek, dünya pazarlarına mal satmak, sürekli yenilik ve çeşitlendirme temel felsefemizdir.
Ürün protföyünüz, kullanım alanları ve üretim kapasitenizden bahsedebilir misiniz? Ürünlerinizi rakiplerinizden ayıran başlıca özellikleri nelerdir?
PP ve PET spunbond, bico pet, meltblown, SMS, paralel ve çapraz spunlace, mikrofilament teknolojileri yanı sıra, endüstriyel ve çevresel temizlik ürünleri, ekstrüzyon kaplama, geniş en zirai
kumaş gibi ürünlerimiz de bulunuyor. Kumaş temin edilen ana sektörler arasında temizlik bezi, ıslak mendil, inşaat sektörü, yağ emici ürünler, filtrasyon, kaplama/ laminasyon astarları, mobilya/yatak sektörü, ambalaj, otomotiv, ziraat, hijyen, medikal, kablo izolasyonu, elektrik süpürgesi toz torbası, yumuşatıcı pedler yer alıyor. Rakiplerimizin çoğu bir veya iki teknolojiyle üretim yaparken biz Mogul olarak geniş ürün gamı, yüksek kalite ve servis bilinciyle fark yaratmaya çalışıyoruz.
Üretim tesisinizde makine ve teknoloji yatırımı yaparken rekabet gücünüzü ve kalitenizi sürdürebilmek adına nelere dikkat ediyorsunuz?
Mogul, aynı alanda dikey büyüme yerine sürekli yenilikçi bir anlayışla yeni teknolojilere ve ilklere imza atmaya önem veriyor. Sürekli güncel teknolojik ekipmanlara ve tabi bunları yürütecek insan alt yapısı ve dijital alt yapıya yatırım yaparak rekabet gücümüzü sürdürmeye çalışıyoruz.
“60’dan Fazla Ülkeye İhracat Yapıyoruz”
Üretiminizin ne kadarını ihraç ediyorsunuz? İhracat yaptığınız ülkeler/ bölgeler nerelerdir? Bu doğrultuda, dünyadaki satış ağınız ve yapılanmanız hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Üretimimizin yarıdan fazlasını ağırlıklı olarak Kuzey Amerika ve Avrupa’ya toplamda 60’dan fazla ülkeye ihraç ediyoruz. Mogul yurt dışı pazarlarda tanınırlığı en yüksek firmalardan biri.
Satış yapısı olarak direkt satışların yanı sıra acenteler aracılığıyla da satış yapıyoruz.
Sürdürülebilirlik, dijitalleşme ve çevre dostu üretim son yıllarda tüm dünyanın en önemli gündemlerinden biri diyebiliriz. Mogul olarak bu konularda ne tür adımlar atıyorsunuz?
Sürdürülebilirlik ve çevre dostu üretim zaten iç içe geçmiş konular. Tesislerimizde proseslerimizi olabildiğince enerji ve su tüketimlerine optimize ediyoruz, çevre dostu üretimi gözeten makine ve proseslere yatırım yapıyoruz, kendi atıklarımızı geri dönüştürerek kullanıyoruz, doğal ve yenilenebilir hammaddeye dayalı ürünler geliştiriyoruz. Dijitalleşme konusunda ihtiyaca cevap veremeyen ERP sistemimizi yeniliyoruz, süreçlerde endüstri 4.0 normlarına uygun güncellemeler yapıyoruz.
Türkiye Medikal Ürünler Açısından Kendi Kendine Yeten Nadir Ülkelerden Biri
Türkiye, özellikle pandemi döneminde teknik tekstiller ve nonwoven kumaş konusunda önemli bir tedarikçi olduğunu tüm dünyaya göstermiş oldu. Siz Türkiye’nin bu alandaki başarısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Teknik tekstiller pastasından daha fazla pay almak adına neler yapılmalı?
Türkiye pandemi sırasında medikal ürünler açısından kendi kendine yeten nadir ülkelerden biriydi. Buna ilaveten hızlı şekilde hem yatırımla hem de mevcut konfeksiyon altyapısını adapte ederek
özellikle Avrupa’nın tedarik sorununa ciddi destek verdi. Türkiye son istatistiklerde Almanya’nın ardından Avrupa’nın ikinci büyük kumaş üreticisi oldu ve yapılan son yatırımlar sonrası belki de liderliği ele geçirecek noktadayız. Teknik tekstiller konusu sadece kumaş ve sadece nonwoven değil biliyorsunuz burada nonwoven dışı alanlar ve özellikle bunları teknik tekstile dönüştüren işlere yatırım yapılması Türkiye’nin bu alandaki gücünü perçinleyecektir.
Dünyada ve Türkiye’de teknik tekstiller ve nonwoven kumaşlarla ilgili yakın gelecekteki trendler ve yeniliklerle ilgili öngörüleriniz nelerdir?
Sürdürülebilirlik şu anda an trend konumunda dolayısıyla geri dönüştürülmüş, yenilenebilir ve doğal hammaddeler ve bunları işleyen prosesler öne çıkıyor. Pandemi sonrası medikal ürünler, hava filtrasyonu, dezenfeksiyon mendilleri gibi konularda ciddi talep artışı yaşandı.
Maske ve Filtreye Yönelik 2 Yeni Meltblown Hattına Yatırım Yaptık
Pandemi sürecinde medikal tekstillerin önemi daha da arttı. Nonwoven üreticisi olarak pandemi sürecinden nasıl etkilendiniz? Üretim hacminiz arttı mı? Bu süreçte yeni ürün geliştirmeleriniz ve yatırımlarınız olduysa bunlardan bahsedebilir misiniz?
Pandemi sürecinde ülkemiz üreticilerinin yanında yer alarak ve devletimizin yönlendirmesiyle PP spunbond, meltblown ve spunlace gibi ürünleri iç piyasaya kanalize ettik. Tabi artan talep kapasite kullanım alanlarını olumlu etkiledi biz bu dönemde maske ve filtreye yönelik 2 yeni meltblown hat yatırımı yaptık.
2021 yılı firmanız açısından nasıl geçti? 2022 yılından beklentileriniz neler? Yeni ürün ve yatırım planlarınız var mı?
2021 genel olarak 2020 ile mukayese edildiğinde talebin ve marjların pandemi öncesi döneme yaklaştığı bir dönem oldu. 2022 artan hammadde fiyatları, lojistik problemleri ve artan rekabet nedeniyle zor bir yıl olacak. Mogul olarak her zaman yeni ürün ve yatırım planlarımız olacak.
Röportaj: Dilek HAYIRLI