2025 Yılında Çevre Dostu ve Enerji Verimli Makinelerimizin Üretimini Artıracağız
Röportaj: Tuğba Karademir
Kuruluş aşamasında ağırlıklı olarak ring iplik makineleri için modifikasyon sistemleri üreten TTE Tekstil Teknolojileri, bugün metal tutucu ürün grubunun yanı sıra, kısa elyaf iplik işletmesinin pek çok aşamasında yardımcı ve koruyucu makine ile sistem çözümleri sunuyor. Üretim faaliyetlerini Kayseri’deki dört farklı birimde gerçekleştiren firma, geniş ürün yelpazesiyle dikkat çekiyor.
TTE Tekstil Teknolojileri firmasının sahibi Recep Yılmaz ile ‘Türk Tekstil Makineleri Endüstrisi’ özel sayısı için bir röportaj gerçekleştirdik. Yılmaz, firmanın kuruluş serüveni, ihracat pazarları, sürdürülebilir ve çevre dostu ürünlerinin yanı sıra 2024 yılına dair değerlendirmelerini ve 2025 yılı hedeflerini paylaştı.
“İhracat Yaptığımız Ülkeler İçin Özel Stratejiler Geliştiriyoruz”
10’dan fazla ülkeye ihracat yapıyorsunuz. İhracat pazarlarındaki çeşitlilik arttıkça, bu ülkelerin kültürel ve ekonomik farklılıklarıyla nasıl başa çıkıyorsunuz?
Evet, 10’dan fazla ülkeye ihracat yapan bir firma olarak, kültürel ve ekonomik farklılıkları anlamak ve bu farklılıklara uyum sağlamak, bizim için oldukça kritik bir konu. Her pazarın kendine özgü dinamikleri olduğu için, tek bir stratejiyle tüm pazarlara hitap etmek mümkün değil. Bu nedenle, ihracat yaptığımız ülkeler için özel stratejiler geliştiriyor ve pazarların ihtiyaçlarına özel çözümler sunmaya özen gösteriyoruz. Hedef bir pazar için o ülkenin tekstil sektöründeki taleplerini, ekonomik durumunu, üretim alışkanlıklarını ve kültürel değerlerini analiz ediyoruz. Örneğin, bir ülke için enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik ön plandayken, başka bir ülkede üretim kapasitesini artırmaya yönelik çözümler daha fazla talep görebiliyor. İhracat yaptığımız ülkelerde yerel iş ortaklarıyla çalışmayı önemsiyoruz.
Ülke bazlı ihracat pazarlarındaki taleplerin farklılıkları konusunda ne gibi gözlemleriniz oldu? Örneğin, özellikle Brezilya, Özbekistan gibi pazarların Türkiye’deki üreticiler için anlamı nedir?
Bu pazarların kendilerine özgü dinamikleri var ve talepleri, coğrafi konumlarından, üretim kapasitelerinden ve ekonomik koşullarından dolayı oldukça farklılık gösteriyor. Örneğin Brezilya, büyük bir tekstil sanayisine sahip olan, Latin Amerika’nın en büyük ekonomilerinden biri. Ancak, bu pazarda enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik konuları giderek daha fazla önem kazanıyor. Brezilya’daki üreticiler, enerji maliyetlerini azaltmak ve çevresel düzenlemelere uyum sağlamak için yenilikçi teknolojilere ve daha verimli üretim makinelerine yöneliyorlar. Türkiye’deki üreticiler için bu pazar, özellikle yüksek kaliteli ve çevre dostu tekstil makineleri sunma açısından büyük bir potansiyel barındırıyor.
Özbekistan ise bambaşka bir profil çiziyor: Özbekistan, özellikle pamuk üretimi ile tanınan bir ülke. Bu nedenle, iplik üretimi ve işlenmesi bu pazarda büyük bir öneme sahip. Ancak, son yıllarda Özbekistan hükümeti, ham pamuk ihracatından ziyade katma değerli ürün üretimine odaklanmak için tekstil sanayisini modernize etmeye başladı. Bu, Türk üreticiler için yüksek teknolojiye sahip iplik makineleri, dokuma ve boyama sistemleri gibi alanlarda büyük bir fırsat yaratıyor. Ayrıca, Türkiye’nin coğrafi olarak Özbekistan’a yakınlığı ve kültürel bağları, bu pazarda daha kolay ilişki kurulmasına olanak tanıyor. Bu tür pazarlar, Türk tekstil makine sektörünün esneklik ve inovasyon kabiliyetlerini göstermesi açısından çok kıymetli.
“Karşılaştığımız Zorluklar Bizi Daha Verimli Ve Çevre Dostu Çözümler Üretmeye Teşvik Etti”
Metal tutucu sistemlerinizin enerji tüketimi olmayan ürünler olarak etiketlendiğini belirttiniz. Bu gibi sürdürülebilir teknolojilerin geliştirilmesi sürecinde karşılaştığınız zorluklar neler oldu?
Metal tutucu sistemlerimizin enerji tüketimi olmaksızın çalışması, firmamızın sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımının bir sonucudur. Bu tür yenilikçi teknolojilerin geliştirilmesi hem teknik hem de üretim süreçlerinde çeşitli zorluklarla karşılaşmamıza yol açtı. Ancak bu zorluklar, aynı zamanda bizi daha verimli ve çevre dostu çözümler üretmeye teşvik etti.
Enerji tüketimi olmayan bir sistem tasarlamak, özellikle geleneksel elektrikli sistemlerin yerine geçebilecek tamamen mekanik çözümler geliştirmeyi gerektiriyordu. Bu, özellikle verimlilik, dayanıklılık ve işlevsellik açısından büyük bir tasarım zorluğu sundu. Geliştirdiğimiz sistemin hem uzun ömürlü hem de düşük bakım gerektiren bir çözüm olmasını sağlamak için kapsamlı mühendislik çalışmaları yaptık. Enerji tasarrufu ve sürdürülebilirlik gibi konular, geçmiş yıllarda tam anlamıyla benimsenmiş değildi. Bu nedenle, müşterilerimizi ve iş ortaklarımızı bu sistemlerin uzun vadeli faydaları konusunda ikna etmek, zaman alıcı ve zorlu bir süreçti.
“AGV’lerin tekstil sektöründeki üretim süreçlerine entegrasyonu, operasyonel verimliliği artırıyor”
AGV gibi insansız taşıma araçlarının kullanımı, tekstil sektöründeki üretim süreçlerinde nasıl bir devrim yaratabilir? Bu teknolojiyi daha fazla işletmeye entegre etmek için neler yapılması gerekiyor?
Son yıllarda kaynak verimliliğinin aşırı değer kazandığı tekstil sektöründe AGV’ler için giderek artan bir talep görüyoruz. Bu tür teknolojiler, üretim hatlarında malzeme taşıma ve lojistik süreçlerini daha verimli, hızlı ve güvenli hale getiriyor. AGV’lerin tekstil sektöründeki üretim süreçlerine entegrasyonu, operasyonel verimliliği artırırken aynı zamanda maliyetleri düşürme ve iş gücü verimliliğini optimize etme fırsatları sunuyor.
AGV bölümünde yüksek esneklik sağlayan sensör ve yazılım yapıları gelişim gösterirken tekstil sektöründeki yeni üretim makinelerinin haberleşmeye açık olmaları sistemlerin entegre çalışması için büyük kolaylıklar sağlıyor. Haberleşmeye açık olan makineleri konuşabilen makineler olarak değerlendiriyoruz ki bu makinelerin sahip olduğu teknik özellikler ve veri akışları otomasyon yatırımı yapmanın ilk yatırım maliyetini önemli oranda aşağı çekiyor. Sektördeki yeni yatırımlarda sonradan değil de başlangıçta AGV’nin sisteme entegre edileceği planlanarak yola çıkılması önemli avantajlar yaratacaktır.
Satış sonrası hizmetlerde, özellikle eski makineleri güncelleyerek müşterilerinize bedelsiz hizmet sunuyorsunuz. Bu yaklaşım, müşteri sadakati açısından nasıl bir etkiler yaratıyor? Aldığınız geri bildirimler nasıl?
Sektörde bu tarz hizmet verebilecek firma olarak çok nadiriz. Ancak bu hizmet müşteri sadakatini artırma noktasında oldukça etkili bir yaklaşım olduğu kesindir. Bu hizmet ile müşterilerimizin mevcut makinelerinin daha verimli ve uzun ömürlü olmasını sağlıyoruz. Müşteri sadakati, bugün rekabetin oldukça yoğun olduğu tekstil sektörü gibi alanlarda en önemli unsurlardan biridir. Bu nedenle, satış sonrası sunduğumuz bu tür değer odaklı hizmetler, uzun vadeli ilişkiler kurmamızda büyük rol oynuyor. Tekstil makineleri gibi teknoloji odaklı sektörlerde, müşteriler genellikle en yeni ve verimli teknolojileri tercih ediyor. Eski makinelerin güncellenmesi, bizim müşterilerimizin cihazlarının sürekli olarak en yüksek performansta çalışmasını sağlıyor. Eski makineleri güncelleyerek bedelsiz hizmet sunmak, sadece müşteri sadakatini artırmakla kalmıyor, aynı zamanda müşterilerle uzun vadeli ve güvene dayalı ilişkiler kurmamıza da olanak tanıyor.
Ürünlerinizin devreye alınması ve bakım süreçlerinde kullanıcı dostu olmasına özen gösteriyorsunuz. Bu kolaylıkları artırmak için gelecekte planladığınız yeni adımlar var mı?
Ürünlerimizin devreye alınması ve bakım süreçlerinde kullanıcı dostu olmasına büyük özen gösteriyoruz çünkü kullanıcı deneyimi, hem verimlilik hem de müşteri memnuniyeti açısından kritik bir faktör. Kullanıcıların makinelerimizi daha kolay kullanabilmesi, bakım işlemlerini hızlı ve verimli bir şekilde gerçekleştirebilmesi, işletmelerin operasyonel süreçlerinde kesintisiz ilerlemelerini sağlıyor.
Gelecekte, makinelerimizin devreye alınması ve bakımı süreçlerini daha da kolaylaştırmak için dijital platformlar üzerinden uzaktan destek sağlamayı artırmayı hedefliyoruz. Bu sistemler, makinelerin durumunu uzaktan izlememize olanak tanıyacak, herhangi bir arıza durumunda anında müdahale edilmesini mümkün kılacak. Ayrıca, uzaktan bakım ve sorun çözme süreçleriyle, kullanıcıların sahada harcadığı zamanı minimize edebiliriz.
Üzerinde çalıştığımız diğer bir yöntem de Artırılmış gerçeklik (AR) teknolojisidir. AR sayesinde bakım süreçlerinin daha hızlı ve hatasız bir şekilde yapılmasına yardımcı olabilir. Kullanıcılar, makinelerle ilgili bakım talimatlarını ve teknik destek bilgilerini doğrudan sanal görseller ile alabilecekler. Bu teknoloji, özellikle karmaşık işlemlerde, adım adım rehberlik sağlayarak kullanıcı dostu bir deneyim sunacağını düşünüyoruz.
2024 yılı, ülke genelindeki zorluklara rağmen beklentilerinizin üzerinde geçti. Bu başarıyı sürdürülebilir kılmak adına 2025 yılı için nasıl bir strateji izlemeyi planlıyorsunuz?
2024 yılı, ülke genelindeki zorluklara rağmen beklentilerimizin üzerinde bir performans gösterdiğimiz bir yıl oldu. Bu başarıyı sürdürülebilir kılmak ve 2025 yılında daha da ileriye taşımak için birkaç stratejik adım planlıyoruz.
Gelecek yıllarda sürdürülebilir üretim süreçlerine odaklanmayı sürdüreceğiz. 2025 yılında, çevre dostu ve enerji verimli makinelerimizin üretimini artırarak, müşterilerimizin de bu yenilikçi çözümlerle daha düşük karbon ayak iziyle üretim yapmalarına yardımcı olacağız. Yenilikçi ve enerji tasarruflu teknolojiler geliştirmeye devam ederek, çevresel sürdürülebilirliği iş modelimizin merkezine koyacağız.
Ar-Ge ve inovasyon konusunda sektörde nasıl bir fark yaratıyorsunuz? 2025 yılında hangi teknolojik yenilikleri pazara sunmayı planlıyorsunuz?
2025 yılında, makinelerimizi daha akıllı hale getirerek operatörlerin daha az zaman harcayarak daha yüksek verimlilikle çalışmasını sağlayacağız. Akıllı üretim sistemleri, makinelerin kendi kendini izleyebilmesi ve gerek duyduğunda otomatik olarak müdahale edebilmesi gibi özelliklere sahip olacak. Bu özellikler, operatörlere sadece müdahale gereken kritik durumlarla ilgilenme fırsatı tanıyacak, böylece daha kısa sürede daha fazla üretim yapılacak. Ayrıca, makinelerimizin entegrasyonuyla birlikte, verimli iş akışları sağlanarak, çalışanların iş gücü yoğunluğunu azaltacağız.