Anadolu’nun Yöresel Dokumları ‘Türkiye Dokuma Atlası’ Sergisinde
Cumhurbaşkanı’nın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde yürütülen Türkiye Dokuma Atlası Projesi geleneksel dokumalara yeniden hayat verme ve onları uluslararası alanda tanıtarak ticarete kazandırmayı amaçlıyor.
Olgunlaşma Enstitülerinin yenilenme çalışmalarının bir ürünü olarak hazırlanan “Türkiye Dokuma Atlası Projesi”, Millî Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğüne bağlı İstanbul Sabancı Beylerbeyi Olgunlaşma Enstitüsü tarafından yürütülüyor. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği’nin destekleri, Marmara Üniversitesi’nin katkılarıyla yürütülen projeye, Türkiye İhracatçılar Meclisi ve Ticaret Bakanlığı da katkı veriyor. Projenin ilk etkinliği olarak gerçekleştirilen serginin danışmanlığını Prof. Dr. Hülya Tezcan, Prof. Dr. Aydın Uğurlu ve Prof. Dr. Mehmet Akalın, koordinatörlüğünü Ayşe Dizman ve küratörlüğünü de Güneş Güner yapıyor. Sergide, bölgesel rotalar izlenerek Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden bir araya getirilen 150’yi aşkın çeşit dokuma türü yer alıyor. Ayrıca koleksiyoner Yusuf İyilik’in koleksiyonundaki Osmanlı kumaşlarından parçalar da bulunuyor. 22 Eylül tarihine kadar açık olacak sergi 3 ay boyunca haftanın 6 günü ziyaret edilebilecek.
Geleneksel sanatları, özüne sadık kalarak, modern tasarımlarla buluşturmanın Türkiye Dokuma Atlası Projesinin vizyonunu oluşturduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı’nın eşi Emine Erdoğan, “Bu proje, dokuma sanatımızın, belleklerdeki yerini kaybetmeden yoluna devam edeceğinin müjdecisidir. Dokuma, sadece ipliklerden ve desenlerden oluşmaz. Yaşamla iç içe geçmiş, hayatın her mahfiline mührünü vurmuş serencamımızdır. Tüm bu değerlerin, coğrafyamız üzerinde çizdiği bir rota var. Akdeniz’in pamuk ipi, Doğu Anadolu’nun yünü, Bursa’nın ipeği, Karadeniz’in keteni, Denizli’nin buldanı gibi, zevk-i selimle karşılaştığımız nice durak var. İnanıyorum ki tüm bu harikalar, işte bu proje vesilesiyle yeniden gün yüzüne çıkacak.” ifadelerini kullandı.
Türkiye Dokuma Atlası Sergisi açılışında bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getiren TİM Başkanı İsmail Gülle, “Anadolu coğrafyamızın en nadide kültürel hazinelerinden biri konumundaki dokuma kültürü, köklü Türk tekstil tarihîmizin tasarım ve üretim gücünü gözler önüne sermekte. Bu tarihî mirasın gün yüzüne çıkarılarak korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması noktasında, Türkiye Dokuma Atlası Projesi bir milat. Proje, sayısız dokuma ve nakış tekniğini bir araya getirmekle kalmayacak, aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası düzlemde tanıtımı için de önemli bir sorumluluk üstlenecek. Tüm değerlerimize el birliği ile sahip çıkarak ihracatla yükselen Türkiye ekonomimizi çok daha ilerilere taşıyabileceğimize yürekten inanıyorum.” dedi.
Türk tekstilinin gücü kültürel mirasa dayanıyor
Türkiye’nin dünyanın en büyük 5 tekstil ihracatçısı içerisinde olmasının kültürel bir mirasa dayandığını vurgulayan İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, şunları söyledi: “Hazır giyim sektörüyle birlikte yıllık 26 milyar dolarlık ihracat, 341 milyar liralık üretim değeri, 16 milyar dolarlık dış ticaret fazlası, 1 milyonu aşkın istihdamı ile katma değerli ihracatın, istihdamın ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin lokomotifi konumunda olan sektörümüz küresel salgına rağmen 2020 yılında küresel ligde bir basamak atlayarak Dünya’nın en büyük 5. ihracatçı ülkesi konumuna yükseldi. İşte tekstil sektörümüz bu başarısını, hiç şüphesiz tarihi mirasımızdan beslendiği güçten almaktadır. Bugün açılışını yaptığımız projemiz kapsamında tespit edilen coğrafyamıza özgü 500’e yakın dokuma ve bugün sergi alanımızda bulunan 150’yi aşkın kumaş çeşidi Anadolu topraklarının tekstil sektörümüzün de anavatanı olduğunu gözler önüne sermektedir.”